Mal, mülk,serveti yok, garip şairin
Şiirdir ey Dünya, mirası sana
Şair-ül azam’ın, ne de bir pirin
Asla işi olmaz, paradan yana
Şiirdir ey Dünya, mirası sana

Bazen gonca olur, dalda açarız
Acı bile olsa, çile içeriz
Her bir fani gibi, konup, göçeriz
Güzel söz sığdırır, her geçen an’a
Şiirdir ey Dünya, mirası sana

Ne kötülük yapar, nede yaş keser
Yele gardaş olur, onunla eser
Şiirdir, şairin, yaptığı eser
Yâr elinden bade, iç kana kana
Şiirdir ey Dünya, mirası sana

Bazen fırtınadır, seher yelidir
Bazen ulemadır, bazen delidir
Sevecen, hoş gören, duygu selidir
Her gönülde vardır, bir tane rana
Şiirdir ey Dünya, mirası sana

Bazen öyle coşar, hani döktürür
Bazen uyku tutmaz, şafak söktürür
Şiiri yorumlar, ağza baktırır
Özeldir her zaman, sözdeki mana
Şiirdir ey Dünya, mirası sana

Neler yapar neler, tatlı söz ile
Bağlar kendisine, bir çift göz ile
Bazen de tabburla, bazan saz ile
Yâri keklik yapar, bazen de suna
Şiirdir ey Dünya, mirasım sana

Kevserdir elbette, tek sure mimsiz
Hiç deniz olur mu, sahili kumsuz
Biz böyleyiz diyor, aşık Lüzumsuz
Veda ediyorken, bu koca han’a
Şiirdir ey Dünya, mirası sana

Sadık DAĞDEVİREN
Aşık LÜZUMSUZ

ETEK YAZILARI

ŞAİR-ÜL AZAM : En büyük şaiir
PİR : İşinde uzman, bilgili, halk öykülerinde yaptıklarıyla ün salan övülen kişi, deneyimli, tecrübeli, uzman
ULEMA : Bilgili, bilgin, bilim adamı
suna : Ördek
RANA : 1-İçi içine sığmayan coşkulu-2-Gezginci aşık-ozan 3-Güzel, hoş, latif, parlak, çok iyi 4-Göze hoş görünen
KEVSER : Kur’anda bulunan ayet, cennette bulunan içecek