1
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
276
Okunma
En kurak toprak bile birine yurd olurken
Diğerine zindan mı olur
Romantizm cahilliği imiş Garib’e göre
En aydınlık sokaklar bile karanlığa gömülür
Neydi sebebi, şartel mi yoksa sabahın habercisi mi
Sanmam
Yüzü duvara dönük bank gibi
Sevilene duyulan nefret gibi
Oysa ne güzeldi değil mi
Gece aydınlığa gömülürken
Ne anlamı vardı karanlıkla edilen dansın
Dilsizin anlattığı masal
Sağıra ne hoş gelirmiş
İçimdeki karanlık sızmaz ola
Günün aydınlığına
Kolları olmayan ne güzel sarılır hayata
Yabancı çehrelerdeki anlamsızlığı
Yük edinen neyin beklentisine girer
Sorup niye yükünü kedime pay edeyim
İnsandan insanlıktan ırak gözler neyi arar
Daha kolundaki saate bakamazken
Neden bekler yazın kör soğuğunda
Manası derinlerde sanma
Beyaz portreyi siyahlık kirletir
Kimine göre sanat kimine göre nesir
Frangalı, Garib, Abdal, Kefenle Yatan
Ne der durur bu zamana kadar
Kulak asılmış mı birisine
Beyaz Atlı’ya ne demeli
Tekiri ölüme terk ederken üreği sızladı mı
Yoksa goncayı ait olduğu yerden söküp, içi su dolu kapta acı çekmesini mi seyretti
Elinde kumdan anahtarla her kapıyı zorladı
Biri hariç hepsinin göbeğinden su akardı
Her şeyin bir adı anlamı varken
İkilemleri yalnız bıraktığında anlamlarını yitirmesi
Tesadüf mü pek sanmam
Peki ya sabahtan beri yazan bu gence ne demeli
Kulak asacak mı, cevap verecek mi yoksa
Beyaz Atlı gibi uzaklardan bakacak mı sadece
5.0
100% (3)