Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
Selim Temiz
Selim Temiz

Çağdaş Yaşam

Yorum

Çağdaş Yaşam

2

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1809

Okunma

Çağdaş Yaşam

İnsaca yüceliktir çağdaş yaşam
Her makamda insanlıktır yaşam
Zengin olunca sanma yok dengin
Eninde sonunda belli olacak rengin.

Tıkama kulaklarını söylenen söze
Gereçek görünmez, görmez göze
Bildiğini konuşmakla olunur özden
Geçmiş ile gelecek saklıdır közden.

Etiket ile yaşamak zavallı olmaktır
Bilgi üretmez yoksunlar, ahmaktır
Sanır kendini, en üst bir makamdan
Duyarlısı değilsen, düş ak yakamdan.

Kollarmış birbirini yalan ile yalancılar
Savunur çıkar uğruna, sus talancılar
Kullanan temel değeri haksız yollarda
Bulur kendini şeytani ve zalim kollarda.

Keşfetmelisin ak ile karanın ince zarını
Harcatma haince yollarda masum karını
Söz söylemek yetmez, uygulaması haktır
Bence sözü ile özü bir olmak, en ulu haktır.

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 
Çağdaş yaşam Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Çağdaş yaşam şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Çağdaş Yaşam şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
aşık bekir
aşık bekir, @asikbekir
19.9.2008 15:28:50

ÜSTAT,DEĞERLİ SATIRLARINIZA KATKI OLSUN DÜŞÜNCESİYLE ÇAĞDAŞLIK İLE İLGİLİ BİR YAZI GÖNDERME GEREĞİ HİSSETİM....


ATATÜRK VE ÇAĞDAŞLIK
Çağdaşlaşma; içinde bulunulan çağın gereklerini anlamak, bunları benimsemek ve topluma hem anlayış hem de kurumlar açısından o çağın gerektirdiği yaşam biçimine geçirebilmektir. Gelişmiş olarak nitelenen ülkeler ,ulaştıkları, siyasal, sosyal, kültürel,ekonomik ve teknolojik boyutlarla, içinde bulundukları çağın uygarlığını temsil eden bir düzey oluştururlar. Bu düzey “Çağdaş Uygarlık Düzeyi” olarak benimsenir.Bir ülkenin, bir ulusun çağdaş olup olmadığını da yaşadığı çağın uygarlık düzeyine yakınlığı ile değerlendirilir.
“Atatürk, türk toplumunda çağdaşlaşmayı bir yaşam davası, bir yaşam savaşı olarak görüyorlar. “yapmakta olduğumuz devrimlerin amacı, Türkiye Cumhuriyeti halkını, bütünüyle çağdaş ve bütün anlam, biçim ve görünüşleriyle uygar bir toplum haline eriştirmektir”. Diyen Atatürk, “Uygarlık” tan ne anladığını da şöyle dile getirmiştir. “Uygarlığı kültürden ayırmak güçtür, gereksizdir. Bu nedenle, kültürden ne anladığımı söyleyeyim. Kültür bir toplumun devlet hayatında fikir hayatında yani bilim ve güzel sanatlarda, iktisadi hayatta, yani tarımda ticarette, zanaatta; kara, deniz ve hava ulaşımında yapabileceği şeylerin bileşkesidir… Bir milletin uygarlığı dendiği zaman kültür adı altında saydığım bu üç tür faaliyetin bileşkesinden başka bir şey olmayacağını sanırım.”
Cumhuriyetimizin 80 inci ve Atatürk’ ün aramızdan ayrılışının …… inci yılında, biz gençler; Atatürk’ ü ve tarihimizi daha iyi öğrenmek, daha da önemlisi, anlamak, bunlardan doğru dersler çıkarmak ve bu dersleri mümkün olabilecek her ortamda, çevremize anlatmak zorundayız.
Atatürk denilince zihnimizde belirmesi gereken şey, bir insandan çok, bir dünya görüşü bir yaşam tarzı olmalıdır. Bu dünya görüşünün merkezine de sadece bir fikir yerleştirilmelidir. O da, uygarlık. Osmanlı İmparatorluğunun yıkıntıları üzerine kurulan Türkiye Cumhuriyetinin, gerek içeriden gerekse dışarıdan yapılan tüm engellemeler rağmen, 80 yıl kadar kısa bir sürede tekrar bölgesinin en güçlü devleti haline gelmesinin altında yatan, Anayasamızda tanımı bulunan CUMHURİYETİN TEMEL NİTELİKLERİ’ dir. Bu gün bazı sorunlarımızı hala çözemediysek, bunun nedeni; bir yanıyla Atatürk’ ün çizdiği yoldan, kişisel çıkarlarımız yada kişisel yetmezliklerimizden dolayı sapmamızdır. Diğer yanıyla da Osmanlı’dan devralınan toplumsal mirasın geriliğinden kaynaklanan sorunlardır.
Kurtuluş savaşı kazanılıp, Lozan da Anadolu’nun tapusu alındıktan sonra, “Asıl kurtuluş mücadelesi şimdi başlıyor.” diyordu Atatürk. Çünkü, asırların ihmali ve birikimi olarak Türk toplumu, çağdaş uygarlığı temsil eden Batılı toplumlardan çok gerilerdeydi. Uygar dünyanın çoktan gerilerde bıraktığı, Rönesans, Reform, Aydınlanma, Sanayileşme ve Uluslaşma gibi evreler Türk toplumunda yaşanmamıştı, çağdaş dünya ile aramızda oluşan yaklaşık üç yüz senelik farkı, iki-üç kuşak içerisinde kapatabilmek için hükümet yapısından, insanlarımızın düşünce yapısına kadar ne varsa yıkıp yani baştan oluşturmaktan başka çözüm yoktu. Meclis zorlanarak ta olsa padişahlığı kaldırmıştı; ama cumhuriyetin ilanı ancak bir sene sonra mümkün olabildi. Temel sorun; Müslüman çoğunluğa, Allah’ın yeryüzündeki gölgesi kabul edilen Padişah-Halife egemenliği yerine Millet’in egemenliği ile altı yüz yıldır yaşadığı ve benimsettirildiği şeriat düzeni yerine Laik-Hukuk düzeninin kabul ettirilip ettirilemeyeceğidir.
İngiltere başbakanı Loyd GEORGE, 1920 Londra Konferansı’nda “Türklerin değişebileceğine inanmanın fazlaca iyimserlik olacağını” tüm dünyaya duyururken, Atatürk Türk insanını yeniden yaratmak kararını vermiş ve işe koyulmuştu bile. Çağdaş bir toplum olabilmek için ümmet toplumunun kulları yerine, “Fikri hür, İrfanı hür” özgür yurttaşların yetiştirilmesi şarttır. Aşılması gereken yol uzun ve zorluklarla dolu olmakla beraber, elde edilen bağımsızlığı koruyabilmek ve uygar bir millet olabilmek için başkaca bir seçenek de yoktu.
Atatürk’ün dediklerini ve yaptıklarını bir bütün halinde ele alıp inceleyince varılan sonuç şu olmaktadır: Laiklik ve Uygarlık.
Atatürk bir demokrasi aşığıdır, Fransız ihtilalinin de hayranıdır. Ancak karşılaştığı gerçeklerle, halkı aydınlatmadan ve onları cahillikten kurtarmadan uygulanacak batı usulünde bir demokrasinin, sadece gericilerin yararına olacağını ve yurdu tekrar yobazların boyunduruğu altına sokmaktan başka bir şeye yaramayacağını görmüştür. Daha harbiye yıllarından itibaren gerçek demokrasinin, halkı teokratik düzenin baskısından kurtarıp, tam olarak aydınlı
Feride Temel
Feride Temel, @feridetemel
19.9.2008 11:55:42
bencede sözü ile özü bir olmak en ulu haktir tebrikler dost bencede dogrusu saygilar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL