Yitik - 120bir defasında Çıkrıklıkuyuda beni bekler buldum Ayşeduduyu emmimin hanımı yengem, onun Habpa halası yanında beraber tırmandık ovadan Dereyurda doğru Habba yengem eşşekte binili.. önde.. bizden yarım dönüm kadar ilerde bir yaz günü yayan keseden.. köye o ve ben, yan yana, baş başa elim-eline değmedi aklıma da gelmedi vallahi billahi bilmem o istermiydi . göz-göze de gelmedik ömrümüz boyunca bakamadık yanıbaşımızdakine tek kelime konuşmadık.. bakışlarımız yerde el-ele tutuşmadık, bakışmadık bi kere gözgöze gelemedik bir kere bile Ayşedudum ile Ayşedudum . yaprak içinde üç kardeş karadut uzattı.. sadece birisi; ergin bile değil de; hafif kızıl çalığı biri gömgöğüdü diğeri hafif, uçuk pembemsi herhalde tek bulduğu erginidi karadut lekeli değildi elleri.. “bi tene buldum erinmedim, çıkdım, zor etişdim gopardım” dedi gözleri sevinçli Ayşedudum.. . ben Karaçalıdan gelesiye çok beklemişler Akbükden “sıva toprağı” elemişler belli ki Köyönünden geçerken Gaziri mezarlığındaki Sülünün Murat’ın değirmenden beridir elinde, sıcağın gözünde karadut yaprağı içinde “üsdüne sıçırarsa yaprağıynan silersin” dedi halası bindi, eşekleri sürdü, beklemedi ardısıra yürüdük kurbanlık kuzular gibi kurbanlık körpe kuzum.. Ayşedudum, . |