2
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
357
Okunma
Rüya ile başlayıp yürek sızısıyla biten
hüzünlü sabah anısından bir kesit
iki çocuk biri mavimsi giysiler içinde
çocuk değil bir güvercin yavrusu
diğeri sabah giysileri içinde ağlamakta
olan bir çocuk 3-4 yaşlarında olmalılar
Merak ettiniz değil mi o halde okuyunuz
İki çocuğu merkebe bindirmiş gezdiriyordum.
Dere vardı, yollarda yer yer su birikintileri
Gece yağmur yağmış olmalıydı,
Çocukları seviyor,ellerine çiçekler veriyordum.
Biri neşeli; diğeri hep ağlar gibiydi;
ikisini de seviyordum mutluydum.
çağıran ve bozuk zil sesi duyuyordum,
Köydeki ağabeyimin sesine benziyordu
’ Hayırdır inşallah; geldi de dışarıda mı ola’
Kalktım. Bosh servisci Kemal ustaydı .
Güzel rüyam için üzüldüm .
Çocuklarım abim..
.Özlemden olmalıydı, ona yordum.
Usta, çamaşır makinesini kurarken,
çay koydum, tıraş sabah çayı derken
Saat 10 civarı bekar evimden çıktım.
Hastane caddesinden ana caddeye;
oradan çarşıya doğru, fırına varmadan
markete yöneldim, gazete alacaktım
Bir kız çocuğu, 3-4 yaşlarında olmalı,
karacık kıvırcık saçları; mavimsi etek
beyaz boğazlı bir kazakla
kıpır kıpır;ekmek dolabını açıp kapatıyor.
bisikletle oynuyor. Torunu olmalı
Kanım kaynadı,içimi bir yaşam sevinciyle ısıttı.
Çocuk değil mavimsi giysileri içinde güvercin yavrusu;
Bir gofret çikolata verdim yanağından öperek
O biblo dudağıyla teşekkür etti, kağıdını yırttı.
Her şeyi ama her şeyi öyle sever olmuştum ki…
Çöp bidonu bile bana sevimli geliyordu .
Ziraat bankası Şb.varmış hala yavruyu düşünüyordum ki;
bir çocuk ağıdıyla irkildim; o yaşlarda bir oğlan çocuğu,
Aman Allah’ım! içim sızladı.O keyfimden eser kalmadı,
’Çocuktur,ağlar ya….Bunda irkilecek ,
acınacak ne var ki’ demeyiniz.
Bu ağlama başka bir ağlamaydı;
için için,derinden derine;
’yetim ağıdı’ derler ya işte öylesi, ağlatan bir ağıt
Dayanamadım,yanına vardım.
’Niye ağlıyorsun; n’oldu! vs .
Yüzüme baktı yaşlı gözlerden akan,
tombul yanaklardan süzülen yaşlar
içime akıyor,yüreğimi yakıyor gibiydi
’gel bakayım gel,gel amcana! ’
Elinden tuttum,
’eviniz nerede’ başıyla
Halk bankasının olduğu binayı gösterdi;
Aynı apartmanda oturan ve hastanede
ebe ya da hemşire olduğunu bildiğim,
adını bilmediğim bayan yaklaşarak kucağını açarak
’Gel yavrum gel’ dedi;
bana döndü ’ noter amcası annesi hastaneye ...
Çocuğu bana bıraktılar.’
’Nesi var acaba?’
’Bilmiyorum, sonra kadın hastalığı’
’ Şimdi!?’
’ Bartın’a sevk edilmiş.’
’ Durumu iyi olmasa gerek’
’ Allah korusun !’’ gözlerini sildi,
dudakları titredi, kendini zor tutuyordu.
İşte şimdi o için için ağlamanın,
büyüklere has olduğunu sandığım o ağıdın
nedenini anlamış oluyordum.
İçim sızladı. İyi olması dileğinde bulundum.
Dalgındım. bizim pasajın girişinde kırtasiyeci
Ahmet beyin seslenmesiyle kendime geldim.
Yanına vardım o da olanları biliyor olmalıydı
Her gün gördüğü, sevdiği çocuğa bakarak;
yaşaran gözlerini saklayarak:
’Ağlama yavrum ağlama’ diyordu ama
titreyen dudakları arasında
’ ağla yavrum ağla...!’ der gibiydi.
Tuhaf rüyam gibiydi sabah sabah.
Arşivden
16.10.2001 CİDE SAAT 16
Ana Karakterler:
Tuhaf bir sabah anısı
5.0
100% (4)