YUSUFİYE OLMUŞTU ZİNCİRLİ TAŞ MEDRESE ! KARANLIK ODALARDA DAHA PARLAKTI IŞIK ... KAN SIZARDI TENLERDEN KALABALIK KAFESE ; EYLÜL’ÜN ÇIĞLIKLARI , SEBEBİ DE KARIŞIK !
<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<< NOT : 1979 İRAN MOLLA HUMEYNİ DEVRİMİNDEN SONRA TÜRKİYE’ NİN DE NATODAN ÇIKACAĞINDAN KORKULARAK YAPILAN BU KANLI İHTİLAL MALESEF GERĞİNCE SORGULANMADIĞI İÇİN SU YÜZÜNDE SUSURLUK - ERGENEKON - PKK - HİZBULLAH VB.YAPILANMALARIN GERÇEKTE İSE ASLA ORTAYA ÇIKARILAMAYAN MASONLARIN - SİYONİSTLERİN HİMAYE ETTİĞİ NATO VE ABD’YE BAĞIMLI GİZLİ BİR DERİN GÜCÜ BARINDIRMAKTADIR.BU YAPILANMA TÜRKİYE’NİN TAM BAĞIMSIZLIĞINA SOKULAN " B O P " MARKALI ZEHİRLİ BİR HANÇERDİR.
Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
MEHMET KAMIŞ ... ZAMAN GAZETESİ Yorumlar 12 Eylül aydınlatılmadan Ergenekon'a ulaşılmaz 12 Eylül! Darbe, şiddet, işkence, idam ve yitik kuşaklar.12 Eylül! Son elli yılda bu toprakların yaşadığı en büyük travma. 12 Eylül! Ergenekon prodüksiyonun en büyük, en komplike yapımı. 12 Eylül! Soğuk Savaş döneminin en büyük sosyal manipülasyonu. 12 Eylül! Türk tarihinin en büyük kandırılmışlık hikâyelerinden birisi. 12 Eylül! Sırf darbe şartları oluşsun diye binlerce insanın öldürülmesi, kardeşin kardeşe kırdırılması. Bu darbeyi anlamaya ve aydınlatmaya 12 Eylül 1980 tarihinden başlamak son derece yanlış olur. Askerî darbe; 1975-80 yıllarını içine alan, 12 Eylül günü devre arası yapıp 1990'lı yıllara kadar devam eden bir karabasanın hikâyesidir. Anlamak için de bütün bu süreçleri bir bütün olarak incelemek gerekir. Türkiye'nin darbe şartlarına nasıl getirildiği, en az darbe kadar tartışılması, gün yüzüne çıkarılması ve onunla mutlaka hesaplaşılması gereken bir konudur. 12 Eylül'den çok yetmişli yılları yeniden tartışmak, bütün faili meçhulleri, faili malumları yeniden ortaya dökmek ve Ergenekon'un ipuçlarını değil koca halatlarını bulup oradan günümüzü aydınlatmak gerekir. Komünizm tehlikesine karşı 1950'li yıllarda kurulduğu anlaşılan Ergenekon yapılanmasının en büyük prodüksiyonu, Türkiye'nin 12 Eylül darbe sürecine hazırlanmasıdır. Bugün hâlâ aydınlatılamamış yüzlerce faili meçhul dosyanın arkasında bu karanlık çete vardır. Bu süreçte Türkiye'nin bütün sinir uçlarını harekete geçiren, provoke eden, darbe şartlarını hazırlayan Ergenekon çetesi, darbeden sonra bir figüran haline getirdikleri sağcıların ve solcuların üzerinden tanklarla geçti. 1990'lı yıllarda Doğu Bloku'nun çökmesinden sonra bütün Batı ülkelerinde tasfiye edilen bu yapının Türkiye'de de tasfiyesi için 3 Kasım 1996'da düğmeye basıldı. Ancak söz konusu çete, uluslararası büyük ağabeylerini, Türkiye'de bir İslam tehdidi olduğu konusunda ikna etti. Bu süreçte 'Refahyol Hükümeti' de bu kaygıların oluşmasına yeterince yardımcı oldu. Ergenekon çetesi, medyanın büyük yardım ve yataklığı sayesinde uluslararası tasfiyeye karşı içeriden büyük bir atakla Türkiye'de bir din tehlikesi olduğu konusunda ağabeylerini ikna etti. Böylece diğer ülkelerdeki gibi tasfiye edilemedi. Edilmemekle kalmadı, gemi iyice azıya aldı. Büyük bir karşı atakla 28 Şubat sürecini başlattı. Buradaki en büyük yardım ve yataklığı, yalan habercilikten hiçbir zaman yüzü kızarmamış bir kısım Türk medyası yaptı. 12 Eylül süreciyle hesaplaşmadan, bugün iyice gün yüzüne çıkmış olan Ergenekon çetesiyle hesaplaşılmaz, Ergenekon ile hesaplaşmadıkça da sakinleşmiş ve huzuru bulmuş bir ülke asla olamayız. İşte sürekli tehlikede olduğunu söyledikleri rejim, aslında bir faili meçhuller rejiminden başka bir şey değil. Türkiye'deki rejim tehlikesi dinî bir rejimin gelmesiyle ilgili değil, Ergenekon prodüksiyonlarının sona erdirilmesiyle ilgili bir konudur. İrtica yaygaraları da bu büyük yalanın sadece bir parçasından ibarettir. Çetelerin tasfiye edilmesi, 12 Eylül ve 28 Şubat gibi sosyal manipülasyonlarının sona erdirilmesi, ülkenin tabiatına uygun bir hayata geçmedir. 12 Eylül darbesinin üzerinden tam 28 yıl geçti. 1970'lerden 90'lı yıllara kadar aşağı yukarı 20 yılı aşkın bir süreyi kapsayan bu travmatik dönemi Türkiye'nin tamamen atması için bir hayli zamanın geçmesi gerekecek. Ama ülke henüz bağırsaklarını tam olarak temizleyemedi. Sevindirici olan ise artık bu ülkede namuslular en az Ergenekon çetesi kadar cesur.
Gayet yerinde ve doğru tespitler bunlar 12 eylülün en karlı tarafı Türk düşmanları olmuştur. Onlar 24 saat uyumuyorlar sa, bizler 25 saat uyanık kalmalıyız İlk uyuyan kaybedecektir...
Şaire, verdiği bilgilere teşekkür ve saygılarımla...
Hilmi Yazgi tarafından 9/12/2008 12:29:00 PM zamanında düzenlenmiştir.
Ahmet bey dediklerinize aynen katılıyorum bu bir günümüz gerçeği geçmişte yapılan büyük yanlışların sonucudur diyorum türk milleti bunun farkındadır diyorum ve masonların mskelerinin yavaş yavaş düştüğüne inanıyorum büyük gün yaklaşıyor ogünü bekliyoruz saygılar
TMMOB Makine Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, 12 Eylül'ün uyguladığı şiddet, neoliberal ekonomik, sosyal politikalar ve beslediği gericilik ile Türkiye toplumunu geleceksizleştirdiğini söyledi. Koramaz, "Özgürlükçü, eşitlikçi, demokratik bir anayasa için 12 Eylül darbecileri yargılanmalı, bütün katliamlar ve anti demokratik uygulamaların hesabı Türkiye demokratik kamuoyuna verilmelidir" dedi.
TMMOB MMO Yönetim Kurulu Başkanı Koramaz, 12 Eylül darbesinin 28. yılı nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada, "12 Eylül baskı ve zor araçları ve yaydığı korku ile bir halkın sindirilmesi, geleceğinin karartılması, tüketilmesi ve uyutulmasına dönük acılı bir milattır" dedi. 12 Eylül 1980'de Türkiye'nin dünya tarihinin en anti demokratik, en şiddetli uygulamalarından birini yaşadığını, ilerici, demokrat, aydın insanların gerek fiilen ve bedensel olarak, gerekse de sindirilme yoluyla düşünsel olarak yok edilmeye çalışıldığını ifade eden Koramaz, şunları kaydetti:
"12 Eylül'ün içinden çıkan tek şey, Türkiye toplumunu geleceksizleştirmedir. Bu toplumsal yaşamın tüm alanlarına dönük kalıcı bir saldırı şeklinde gerçekleşmiştir. 12 Eylül, kendisini yaratan süreçlerle birlikte planlama, sanayileşme, kamu işletmeciliği ve kamu hizmetleri birikimine darbe indirip, bu alanları özelleştirmelerle talan eden, sosyal devlet anlayışını piyasacı devlet anlayışına çevirip, yurttaşları müşterileştiren tüm faaliyetlerin başlamasının başlangıç ve doruk noktalarını birlikte temsil etmektedir.
BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, ''12 Eylül darbesini yapanların yargılanması, darbeciliğin suç olduğunu tescilleyecek, böylece Türkiye bu ayıptan ve özürlü demokrasiden kurtulacaktır'' görüşünü bildirdi.
Yazıcıoğlu, 12 Eylül askeri müdahalesinin 28. yıl dönümü nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin, darbe ve darbeciliğin bir daha asla konuşulmayacağı bir ülke haline getirilmesi gerektiğini ifade etti.
Bunu başarmanın yolunun, anayasal düzenleme yapmanın yanı sıra darbe karşıtı kültür ve anlayışları değiştirmekten geçtiğini belirten Yazıcıoğlu, açıklamasında şunları kaydetti:
''12 Eylül, büyük acılara sebep olan, demokratikleşme sürecimizi kesintiye uğratan bir darbedir. Darbe yapmak, Anayasamıza aykırıdır ve suçtur. Ancak 27 Mayıs gibi, 12 Eylül harekatını yapanlar da anayasal bir müeyyideye muhatap olmak yerine tam aksine ödüllendirilmişlerdir. Dolayısıyla darbe ve darbecilik meşru bir iş gibi anlaşılmaya başlamıştır.
12 Eylül harekatı, BOP'un bir unsurudur. Türkiye'yi Orta Doğu'da ABD'nin taşeronu pozisyonuna sokmuş bir harekattır. Türkiye, darbe tartışmaları, girişimleri ve özlemlerinin sürekli gergin tutulduğu bir ülke olmaktan çıkamamıştır. 12 Eylül darbesini yapanların yargılanması, darbeciliğin suç olduğunu tescilleyecek ve böylece Türkiye bu ayıptan ve özürlü demokrasiden kurtulacaktır.''
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.