5
Yorum
17
Beğeni
0,0
Puan
988
Okunma
çatalın kaşığa
kaşık sesinin çocuğa
çocuğun kuşlara karıştığı eski bir ev
yalnız bir adam
zaman her şeyi silip süpürmüş kendinden başka
rüzgarın düşürdüğü kuru bir yaprak sesiyle uyanıp
başlıyor düne
bir zamanlar baş köşesine oturduğu sofranın
boş köşesine
kurulup
kuruyor yine kendini
güneşin cam sürahideki sudan duvara yansıyan aksine bakıyor
iki balığın birbiriyle dansına
ve yalnızlığı alabora eden o derin uğultuya
davetsiz bir misafire buyur ediyor kapı gıcırtısı
sofranın altında tekir
tüyleri diken
ürperiyor belli ki
içeri girenden
bir kanadı kırık pencerenin
camı çatlak
macunu dökük
tamiri imkansız pişmanlık gibi duruyor öylece
balıklar çırpınıyor
ağı gerilmiş dantelin
gölgesi suya düştüğünde..