3
Yorum
43
Beğeni
0,0
Puan
601
Okunma
Kapansın düş perdeleri
kırpılsın yarım kalmışlığın gövdesi
heceler küf mavisi eksilirken
uzuvlarında solungaçsız dili
lekeli bir saltanatın dil-i geçmiş hecesi
susturun sahranın gün batımı seslerini
ağarmakta tan, yüzünün irin katmanlarında
serçelenir mi sahi eksen,
ekseninde iyisi mi
vurun tüm gezegenleri
yaşama dair adanmıştır tüm çıplaklığı
gölgelerin,gölgesinden kaçışır
sancağı ip gözbenekleri
çekimi kadraj dışı hikayede
ganimet sayarken mevsimleri
soyut bir düşe soyunur çarpar benliğini
hikayesiz bir yolun soluğudur uçurum
hadi yok sayalım ellerinin terleyen isini
gözlerinin anakarasının ayak izini
dahası tılsımını yitirmiş kapalı zarfın
boğulmakta olan sözlerini
ve meçhule pul diyen yıkım
yalasın, emsin ekvatorun sismik seslerini...