4
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
582
Okunma
Eski bir yaramın izine dokundum
Çocukluğumun ara sokaklarına gömdüğüm
Hıçkırıklarımı bastırırken
İçimde güvercin ağıdı
Bir mavzer ağzını öpmek ister gibi açıp kollarımı
Düşüyorum gökyüzümden.
Acısını onaramadığım sevda yıkıntılarından geçerken
Bir avucuma susamlı akide şekeri doldurmuştum
Gülücükler borçlu kaldığım
Kalplerle karşılaşmadım
Kuzeye açık pencereme konan
Uğurböceğinin
Yüzünden kanatlandım.
Yüzüne güneş voran bir papatya
Gözümü oyacak bir çocuk kadar hınzır rüzgarda
Sürüklendiğim bütün çayırlarda bahar aynıydı
Kaç aşktan örülür mutluluk tacı bilmiyorum
Güldürmesin beni kimse
Gözyaşlarımın yağmurunda mutluyum.