Bir bilsen, sevgili duyduklarımı,
Bir bilsen, sana olan duygularımı.
Sanki dağlar ağırlığında bir yükün.
Sanırsın altında eziliyorum...
Ağırlığı kalkacak birgün üzerimden,
Sanki nehirler boşalacak içerimden
Kalbim, senin için atmaktadır her gün,
Huzurla kavuşacağım günü bekliyorum.
Sakın bilme… bilme istemiyorum…

Anlatsam, anlar mısın? güzellikleri,
Erir, dağlarımdaki kar taneleri.
Konuşmak, olur mu? bilmem ki apar topar,
Sussam… içimde kıyametler kopar.
Yüreğim, senin için parçalanıyor,
Sakın sorma… sorma istemiyorum…

Sevdalı bir yüreğe mahkum olmuşum,
Ha karanlık bir zindana atılmışım,
Ha demirden prangaya vurulmuşum,
Ha görmemişim gözlerini, ikiside bir,
Bütün düğümleri çözecek sözlerindir.
Ve derinlere dalarken rüyalarda,
Sakın bakma… bakma istemiyorum…

Bir haberin gelse uzaktan, iki satırlık,
Yüreğim, birden bire kanatlanır artık,
Ve pervaz edip göklere yükselir.
Sanki bir kuş gibi uçup kapına gelir.
Sana geçmişten haberler getirir,
Sakın gitme… gitme istemiyorum…

Sen gittiğinden beri sessiz sedasız,
Başıboş kalan sevdalar, çok vefasız,
Sanki zindandan çıkmış gibi hürüm,
Dönmezsen eğer, hasretinden ölürüm.
Uzaklardan gelse de sana haberim,
Sakın gelme… gelme istemiyorum…

Deryadaki su damlacıkları benimdir,
Denizdeki kum taneleri şahidimdir,
Kanla dolacak belki, akan gözyaşlarım.
Hüzünle, hicranla yüzüne bakışlarım...
Nihayet bitti Seninle konuşmalarım..
Bağırıp dururken sensiz karanlıklara,
Sakın duyma… duyma istemiyorum…

Seni görmeye hasret kaldı bakışlarım,
Aydınlanmıyor, Sensiz karanlıklarım.
Özleminle yaşarken hep ağlıyorum
Uzaktan uzağa selamlar salıyorum..
Derin denizlerden gelirken haberin,
Sakın sorma… sorma istemiyorum…

...andelip...