0
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
524
Okunma
Ardım karanlık önüm çaresiz
Siz hiç bin yıllık aşk gördünüz mü?
Suskun sessiz kol kola, var oluşlar
Yok oluşu kabüllenip
Gözü yaşlı acılara gömülüp
Yıkımlar başında ağlaştığını
Dokunan hissettiren
Vicdanları kanatan
Aşkı, sabrı, hüzünlü, ölümü
Yığın yığın betona , moloza gömen
Alışkanlıklar mıydı yoksa
İşte!.
Orada Hatay,Osmaniye,Adana,Maraş
Kutsaliğın değerlerini saklayan Urfa,
Adiyaman,Antep ,Kılış
Battal gazi yurdu Malatya
Suyu çekilmiş bir nehir gibi
Kanım vücudundan çekildi
İkiye ayrıldı kalbim
Bir yanı ölüye ağliyor,bir yanım diriye
Gömülsün toz ve çamura
sahi biz yıkıldık mı?
Gücümün naçar kaldığı.
Zavallı yürekler dayanılmaz acilar
İçimin cayır cayır yandığı
Beklemenin ne acı bir işkence olduğu
Yaşamın her şeyin bittiği
Sevdaların aşkların, umutların
Ve resimli hatiraların..
Sahi biz yıkıldık mı?
Başlayacak mutlu gunlerim karardığı
İnandirdım kendimi
Habersiz gelecek ölüme
Yıkıntılar yığıldı üstüme.
Kilitler vuruldu dudaklara
Mutlumuz durdu
Öyle bir afet ki,
Ülkemi candan vurdu
İkibin yirmi üç şubat
Dağ dağa kavuştu, dağlar taşlar oynadı
Dağlar yücelerdi ovalar engin
Kırdı dallarımı vermiyor verim
Kilit vuruldu,şehir şehir, kasaba kasaba,köy köy,
Sahi biz yıkıldık mı?
Kelimelerden cümlelerden kuleler yaptım
Seni korumak için
Çeplerime iç sızılarımı koydum
Açılar mayaladım
Ta ki, yıkıntılar içine
Güneş salalım dağlara
Yeniden doğsun yaralara
Zifiri karanlık heyecanlara
Ağırlı yanık türküler dinletelim
Isimsiz bebeklere
Payına düşen alsın saklasın
Saklasın sol göğsüne
Sahi biz yıkıldık mı?..
Yahya BOZKUŞ 15 şubat 2023
Ankara depreme dair acılarım..
.
5.0
100% (4)