I
Ne zaman ki Bulut kaplasa
Şehrin semalarını
Ne zaman ki
İnceden bir Yağmur yağsa
Bilirim ki Mazlum coğrafyada
Bir yetim ağlamış.
Ne zaman ki Bir yetim ağlasa
Ne zaman ki Kuyuya
bir Yusuf atılsa
Ne zaman ki Yakub’un gözlerine
Yaşlar dolsa
Bir hıçkırık düğümlenir
Şehrin Boğazına
Saklana dursun katiller
Gargat ardına
Ötelerden bir el okşar
Saçlarını yetimin
Yeter bu suskunluğun
Yeter gafletin
Ah! ümmetim ümmetim! Suskunluğun kıyametin...

II
Bir meçhule doğru koşar insanlık
Mayın tarlası dünyada
Katlediliyor mazlumlar
Suskun İslam coğrafyasında
Öksüz şehirlerde
Güneşsiz kalan çocuklar var
Enkazlarda isimsiz
Sınırlarda kimliksiz çocuklar
Elma kokusuyla nefessiz kalan
Azgın sularda çırpınan çocuklar
Aç uyuyup ölüme uyanan
çocuklar var
Dar ağaçlarına asılsın cellatlar
Ateşlerde yansın Dehhaklar...

III
Suyun buharlaşması gibi
Bir kuşun derin bir maviliğe
Uçması gibi
Kayboldu gözlerden insanlık
Yok oldu merhamet
Revaçta Mal, mülk,
Makam ve şöhret,
Kokuşmuş Çağdaşlık
Çırılçıplak medeniyet.
Yanaklarda Judas’ın öpücüğü.
Son pişmanlık,
Erguvan ağacı ve ihanet...

IV
İnsanların beyinlerinde pranga
Yüreklerinde kelepçe
Ey köhne zaman!
Ey suskun Halepçe!
Ey ölüm kokan Hocalı!
Ey Ümmetin yetimi Gazze!
Ey masmavi Sema!
Ey mazlum Bosna!
Ey berrak su!
Ey humus ve Hama!
Ey sütunsuz gökyüzü!
Ey Sabra ve Şatilla!

V
Şikayet arzuhali yazdım Adınıza
Harfleri çalınmış alfabeyle
Meramımı döktüm
Unutulmuş kelimelerle
Hak, Zümrüdü Anka’nın
Kanatlarında
Adalet Kaf Dağının ardında
Demokrasi, insan hakları
Artık Birer safsata
Adem’in harcı topraklarda
Kan ve ölüm!
Kızgın bir demirle
Dağlanıyor yüreğim
Reva mıdır insana
Bu eziyet bu zulüm!
Sonu gelsin artık
Bedeli ödenmiş ölümlerin...

VI
Ne zaman ki Bulut kaplasa
Şehrin semalarını
Ne zaman ki
İnceden bir Yağmur yağsa
Bilirim ki Mazlum coğrafyada
Bir yetim ağlamış.
Ne zaman ki Bir yetim ağlasa
Ne zaman ki Kuyuya
Bir Yusuf atılsa
Ne zaman ki Yakub’un gözlerine
Yaşlar dolsa
Bir hıçkırık düğümlenir
Şehrin boğazına
Saklana dursun katiller
Gargat ardına
Ötelerden bir el okşar
Saçlarını yetimin
Yeter bu suskunluğun
Yeter gafletin
Ah! ümmetim ümmetim! Suskunluğun kıyametin...

Şükrullah YAVUZER