BEY HEY

Bey hey gafil, şaşkın, asalak sürüsü,
Zembil, sanki gökten indiniz,
Doğru yolumuz budur, budur dediniz,
Damardan verip, kanına girdiniz,
Doymadınız, doymadınız,
Yediniz, yediniz, tümden kudurdunuz,
Milleti kin, nefret ile doyurdunuz,
Dinden, imandan da soğuttunuz,
Kendinizi de bir halt sandınız,
San ki, gökten zembil ile indiniz,

Bey hey gafil, şaşkın, asalak sürüsü,
İki büklüm süklüm olup geldiniz,
Bitlendiniz, üfleyip üfleyip kanlandınız,
Kitabı, defteri bir tarafa atıp,
Yıllarca başımızda ahkam kestiniz,
Sırtlan, çakal oldunuz bağırdınız, çığırdınız,
Yırttınız, dağıttınız, attınız, sattınız,
Sonun da, sonun da talan,
Milleti, namerde muhtaç ettiniz muhtaç,
Beni de, daha bir deli ettiniz,
San ki, gökten zembil ile indiniz,

Bey hey gafil, şaşkın, asalak sürüsü,
Hakka, Mekke’ye Kabe’ye,
Gidip, gelmek ile ulaşılmaz,
Yoksa yürekte merhamet,
İyi niyet ve samimiyet,
Öne çıkmış ise sahtelik ve ihanet,
Çokça, nafile kılsan bile namaz,
Bu işler böyle olmaz, olmaz,
Be hey cübbeli yobaz, beynamaz,
Sırat köprüsünden,
Kanatlansan bile, geçilmez,
Cübbenin altında ki ağırlık bırakmaz,
Kitap hiçbir zaman şaşmaz, yanılmaz,
Bu iş asla, asla böyle olmaz,
San ki, gökten zembil ile indiniz,

Bey hey gafil, şaşkın, asalak sürüsü,
Milleti, cennet ile avuttunuz,
Yetmedi, yetmedi,
Meyhaneye, kerhaneye de çevirdiniz,
Deveyi hamutu ile, yuttunuz,
Yetmedi, cenneti ihale ile sattınız,
Kuzuları, çakallara emanet ettiniz,
Bolca kin, nefret tohumu da ,
Ekip, ekip büyütüp, yeşerttiniz,
Helal olsun size lan, helal be,
Sözünüzü de,
Bayağı tutup, çekip gittiniz.
Kendinizi de bir halt sandınız,
San ki, gökten zembil ile indiniz,
Sonunda, beni de delirttiniz,
Delirttiniz…