Şahin gibi bakan gözlerin nerde
İşte ömür böyle geçip gidiyor
O üç gün önceki dizlerin nerde
İşte ömür böyle geçip gidiyor

Daha emeklerken sevgiyle taçken
Yalnız kaldığında doymayan açken
O güzel yüzünle sevimli güçken
İşte ömür böyle geçip gidiyor

Yürüyüp koşarken gülüp oynarken
Çocuksu yüreğin kanın kaynarken
İki göz yaşınla cihan yanarken
İşte ömür böyle geçip gidiyor

Gençlik çağlarında yürek yakarsın
Sana bakmayana dönüp bakarsın
Deli sular gibi durmaz akarsın
İşte ömür böyle geçip gidiyor

Eğitim öğretim yılların alır
Bir çok sevdan belki de yarım kalır
Bugünden yarının kim bilir n’olur
İşte ömür böyle geçip gidiyor

İki gönül bir gün birlikte olur
Seven sevdiğiyle muradı alır
Denk gelirse eğer mutluluk bulur
İşte ömür böyle geçip gidiyor

İşim barkım çoluk çocuk diyende
Gözler gördüğünde kulak duyanda
Sevgi sevda gönül aşka uyanda
İşte ömür böyle geçip gidiyor

Yaş ilerledikçe belin bükülür
Damarlardan bil ki kanın çekilir
Sevdiklerin gider yaşlar dökülür
İşte ömür böyle geçip gidiyor

Gelenler gidince tasaya düşme
Kabuk tutar yara sakın ha deşme
Bu gününe şükret ne olur şaşma
İşte ömür böyle geçip gidiyor

Kimsenin kimseye faydası olmaz
O daracık yerde kimseler kalmaz
Senin olan kalır kefenin almaz
İşte ömür böyle geçip gidiyor

Bir selama Acun hasret kalırsın
Ne ektiyse gönlün onu alırsın
Sırat köprüsüne yalnız dalarsın
İşte ömür böyle geçip gidiyor
Acun işte böyle göçüp gidiyor

Selahattin ACUN’un kaleminden✍
ONÜÇ KASIM İKİBİNYİRMİİKİ/ADANA