10
Yorum
22
Beğeni
5,0
Puan
584
Okunma
Aşk ve memleket
derken
Kedilerimi unuttum
Gri çalınırken yazmıştım
Bu gün de anasından bahsedeyim dedim...
Nazlı (kedim)
Bir akşam penceremde tıkırtı
Baktım bir kendi canhıraş
Adeta inliyor bir yalvaran ses
Aç sandık değilmiş
Doğuracak yer arıyormuş
İçeri al dedi Şükran
Ne anlarım
Getir dedi bir leğen
Yatırdı içine ovaladı karnını sevgiyle
O da ne sanki beze sarılmış yuvarlak
Top şeklinde çıktı bir parça
korktum içi dışına mı çıkıyor
Yavruymuş meğer
Ya rab bu nasıl almış içeride nefes
Derken bir daha bir daha etti mi üç
Sonra yaladı o parçaları
Minicik yavrular çıktı ortaya
Üç tane erkek
Evde baktım büyüdüler
İkisini sahiplendirdim güzel iki insana
Duman rengi kaldı bana
Gri dedik biz ona
Evin insanı oldular artık bana
Şimdi yarı evde yarı sokaktalar
Acıkınca yemeye yorulunca uyumaya
Kimseye sormadan gelip gidiyorlar
Şanslılar evde giriş kat cam onlara açık
O nazlıyı bir görseniz ne kadar nazlı
Sokakta beni görünce peşimde
Dolanır durur git dersem kaybolur
Dizlerimde bir yatışı var bir insan
Öyle manalı derin bakar ki
İnsanın içi ürperir
Gece ayak ucumda yatar
Bazen koynuma kadar gelir yanığımı eller
Yatığımı sanıp nefesime nefes verir
Belki de kendi algısıyla öper
Sonra çekilip yatar
Böyle bizim hikayemiz
Bir aşk masalı
Şükran kıskanır bazen
Kedin kadar bakmıyorsun bana
Şaka bir yana o da çok sever
Nazlı çok nazlı hem akıllı hem terbiyeli
İnsan yanında cahil kalır
Anlayışlı söz dinler ortama uyar
Kedi değil sanki bir peri
Coşkûnî
5.0
100% (17)