//
.
.
.
ve
yine
yeniden
doğmadan
gün,
güneş sana doğmak
sende büyümek
ve her sen batımı
yalnız sende ölmek
yokluğunda ki varlığı,
varlığındaki yoksunluğu
alıp ta karşına usanmadan
sabr’ın sonunu ezberletmek,
çok zoruma gitse de ne bileyim
çok sevdim sevebilme ihtimalinde,
katıksız bir
aşkın dahilinde seni rossa..
kala kalmış, kök salmış ardıyım gitmenin
çıldırasım geliyor da bir tek sen gelmiyorsun
dönebilme ihtimalin, sevebilme ihtilalin var ya
Halil İbrahim sofrasındaki karıncasız kırıntıda olsa
orucuna ramak aç ve susuz beklentisiyim bu ihtimalin
her ne kadar gelemesen de hal-i endamı, nazı, niyazında
seni hep bende, ahirimde, vebalimde bilmek iyi geliyor bana
kıyamında külüne
güllenen bağ, bahçeyim
yağmurunu ver bana
hiçliğini kundaklayan p/iç bir yalnızlığım dön artık sev(il)mek kadar
sonrasız önceyim tut yarınlarımdan, yaralarımdan ölmek kadar rossa...
.
.
.
//
ilhanaşıcıeylülikibinyirmiiki