4
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
457
Okunma

Göklerden süzülüp yere ışıdık
Yürüdük kadim bir izin üstünde
Sevdayı gönülden gönle taşıdık
Teline dokunduk sazın üstünde.
Hayatın kökleri hayli derinde
Umudun deryası alın terinde
Çalışmak ibadet köylük yerinde
Karınca misali arzın üstünde!
Bir yere bir göğe bir kurda kuşa
Heybeden tohumu toprağa taşa
Bereket emekler gitmedi boşa
Yeşerdi baharın, yazın üstünde.
Harmanı döverek göğe savuran
Nar-ı aşktı içten yakıp kavuran
Çeşme başlarında ansızın vuran
Hilalî kaşlardı gözün üstünde.
Kültürü, töresi, sevinci, yası
Damgası, motifi hayal dünyası
Gerçeğe dönüştü kutlu rüyası
Dokundu tezgâhta, bezin üstünde.
Ağzımız yayladan kışlağa yurttu
Analar babalar aşkla büyüttü
Dedeler, nineler masallar sürttü
Destanlar düzüldü yüzün üstünde.
Kışın ocaklıkta ateş yanardı
İsinde tarhana, bulgur kaynardı
Saçaktan damlayan sular donardı
Kayardık göllerde buzun üstünde.
Mahallenin nabzı orada atar
İki beşlik bozan cana can katar
Kadınlar gün boyu yükünü tutar
Yârenlik ederdi özün üstünde.
Bir içten tebessüm yaşam alanı
Mutluluk bacanın tüten dumanı
Dostlarla sohbetin en güzel anı
Cezveler sürülü közün üstünde.
Konarız göçeriz ezelden beri
Toprağın koynunda cümlenin yeri
Rüzgârın dilende ömrün ezberi
Çiçekten çiçeğe tozun üstünde.
Kıyamete değin dünya telaşı
Sona uğurlarken her yolun başı
Döndürüp derunda değirmen taşı
Ömürler öğüttük sözün üstünde!
22.06.2022
Salih ERDEM
5.0
100% (4)