Sene, bin dokuz yüz elli sekiz, yer, İstanbul
Zaman, bayram
Başucumda, bir siyah, biri kırmızı, iki rugan, ayakkabı
Yanında, nar çiçeği renginde, karpuz kollu, pandora,kumaştan , elbise
Birinin rengi, beyaz, mevsim yaz,
Uyuyamamıştım, mutluluktan, mutlu etmeyi, severdi babam
Beykoz dan, alınırdı ayakkabılar, sağlam olurdu, dikişleri sökülmezdi, hemen
Eskimeyince alınmazdı yenisi, eskimeyince, bıkardım
Sökerdim dikişlerini, eskidi diye gösterirdim, babama
Pençe yapılırdı, ayakkabı delinince,
Paspas örülürdü, eski elbiselerden
Ezan yasak, çanlar serbesti, İstanbul’da
Yer kurtuluş, kim kurtulmuştu bilmem!
Bayram için, Fatihe giderdik,
Birinci mevki, tramvay, on kuruş,
Tahta koltuk üzerinde ince bir deri minder di farkı
İkinci mevki, beş kuruş, bazen, orada sadece biz olurduk
Tramvayın sesi hala kulaklarımda, vatman denirdi kullananına
Tepebaşından aşağıya inerken, manzara, heyecanlandırırdı beni
Para palasın önünden, geçtiğinden mi ne? Hayallerim, takılı kalırdı, oraya,
Davullar, zurnalar, bayraklar, atlı karıncalar, rengarenk, çocuklar
İşlemeli, mendiller,
Tatlıları, analarımız yapardı, hazırı ayıptı
İstanbul, şişliden başlayıp, emin önünde, biterdi sanki
Ben yaşlandım, İstanbul büyüdü, neredeyse dayandı,Edirne’ye
Teknoloji ile mutlu torunlarımız, çocuklarımız
Artık her gün bayram, eskimeden alınıyor giysiler
Selam vermeye, yetmiyor zaman,
Listelerimizde bine yakın arkadaş
Hangisine, selam versek diğeri, mahzun
Toplu, düğünler, toplu sünnetler, toplu çoklu, selamlar
Kısaldı cümleler, slm, nbr, by, zaman yok,
Nereye mi?
Oyuna
Sonra da oyuna geldik diye üzülürüz
Seksek oynardık, tvist yapardık, hulahop, çevirirdik
Rum, Ermeni, Yahudi ayırmazdık, Bizim, bilirdik ülkeyi
Ne yandaştık, ne taraftardık, sadece, İnsandık
Bu gün bayram, çocukluğum geldi aklıma,
Heyecan verici, İstanbul da, yaşam

EMİNNUR GÜLER ACAR.