Önümüzde duvarlar piramit yükseğinde engel

gözümüz yüksek mertebelerde,ne zaman

yakıyor volkan alevi yer altından çağlayarak

yangınlar kül edemez dertleri

para gerçek arzuları getirsede yetmez

bir ömür boyu daimi bir yiğit etmez

köklü değişimler genlerde sevgiden dalgalı

günahlarımız buhar olsa,ne kadar

biz yine biz azaptayız,nereye kadar

engin ufuklara açılamadık

18 yüzyıl yelken gemileri gibi

istilası günahların kobra zehrinden yakıt

yakıyor volkan alevi çağlayarak yer altından

külçe günahlardan yenilenmemiz

sinbatın sahiline gelene kadar

meleke bulutların kervanında umutla

aklayacak sağanak yağmuru beklemek

bir sevgilinin yolunu bekler gibi

veya bir ehli-evliyanın güzergahından

bin dereden su getirmek yeter mi!

gökten inen görünmez melekler!

hüküm verin hüsran oldu hayat bize

geldiğimiz aleme ne olur kuş gibi alın bizi