iki sevgilinin kaderi

yayla düğünde birleşti

göz gördü gönül sevdi

dünya evine merhaba denildi

nesilden nesile ulaşmak için

başka yol varmıydı söyleyin dostlar!

ama ben ulaşamadım! sevgilime

Nurdağların meşhur yaylasında

cumartesi koca çınar evde

hilal bayrak ev çatısında

bir fenerdir gelen dostlara

yedi renk elbiseli köy kızı gibi

seher meltemi dalga verdi

ham ipek gerdanda düşer gibi

dostlar dünden geldi hediye ellerde

çingene pembesi elbisesinde sevgili

düğünün en gözde incisi, sevgisi

güvey sevgisinden akan sular durmada

herkesi tebessümle karşılamada

halayı çekmede kervan başı

akabinde hayrette bırakan

raksı oyalı mendille sergilemede

babaocağına veda eden gelini

temsil etmekte bir başka nedime

çifte telli oyunu herkesi cezbetmede

büyük sofra çınar altında dostlara

yüksük çorbası,tereyağlı pilav,yeşil fasulye,

hazla kaşıkların lokmasında,

limonatalar,salatalar zengin öğünde

çerezler,şekerlemeler yağmuru

gelin arabasından inen çifte

kayınbaba,kaynana elleri öpülmekte

olmasada kırk gün kırk gece

düğün gür ormanda sütliman

dilden düşen kelime herkesin

bitmesin bu kına gecesi sevenlerin

çift yürekler muradınıza erin saadetle

mevlüt son günün ikindisinde

ben eremedim nice bekleyişlerde

H-M sevgilimin rayihasından illetteyim

onun gül yanağını görmek isterim

bir beyaz bulutun aynasında

kavuşmaya yakın bu çift gibi olmasada

pembe-kara günde gönüller seyranda