Doğmuşum eylül ayında hüzündür yüzüm
Kurumuş yapraklarımı
Her eylül döker ağlarım
Olgunlaştıkça ağırlaşan
Tanelerimde saklıdır tevazü hoşgörü kişiliğim
Çünkü ben bir başağım

Her şeyden birazım yarı buçuğum
Henüz usta olamadım çırağım
Kimine göre uç noktalarda az buçuk kaçık
Kimi hazmetmekte zorlanır sivri dilimi
Adımı koyar zehirli sarmaşık
Kimine göre de zor ve karmaşığım

Kim ne derse desin
Kendinden emin kararlı
Herkese iyi bir kendine zararlı
Sözünün eri eleştriye açık
Sevmediğine buz gibi
Sevdiğime hem sadık hemde sıcağım

Fiziğim annemin babamın geninin dengi
Biraz geceye benzer tenimin rengi
Yaradanın eseri mini mini bir kadınım
Bakmayın siz benim yaşam ile savaşım
Saçımın beyazı kışıma ayazıma
Henüz büyümemiş yaramaz bir çocuğum

Sır küpüyüm verilen sırra sadık
Kavgada bile açılmaz ağzım susarım
Kaybetmekten korkmam hiç kimseyi
Kaybeden korksun derim her zaman beni
Dönüp arkama dahi bakmam
Kolay vazgeçerim

Eksiğim kusurum var ise bu benim sorunum
Çözümü bir başkasının üzerinde aramam
Hazmermekte zorlandığım şeylerin başında gelir yalan
Doğru söylemeyeni hem aklımdan hem kalbimden kovarım
Sabrımı sınayanlarla etmem yoluma devam
Bensiz bırakır dönüp arkama dahi bakmam

Bedelini ödediğim her şeyi sahiplenirim
Benim olmayan yan gözle dahi bakmam
Hırsızlık yapıyorum sayarım
Sıradanlığı sevmem zoru zorlarım
Kuralına göre oynar arada hayaller kurarım
Hatalarına tövbeli
Gelecekten umudu kesmem önüme bakarım

Yerinde eleştriye açık ve hazırım
Yersiz eleştriyi hadsizlik sayar kızarım

Güven veren bir değerim
İnsanları önemser sayar severim
Haksızlığın önünde en büyük engel benim
Farklıyım benzemem hiç kimseye
Anlamak anlaşılır olmak tek dileğim
Kabul ederseniz buyum ben...