öylediniz işte! ! güne küskün geceydiniz hiç kımıldamamıştınız yerinizden - dokununca yalnızlığınıza - taş kesilmiştiniz taşkentin gündökümünde bir kış konaklıyordu yüreğinizde kendimi gözlerinize astığım yerdeydiniz
bir gönül eskitip batağınızda çözüm bulamadığım gittikçe gömüldüğüm / gizlendiğim kendime seslenebildiğim ilk ve tek ve son gizdiniz .
o ’ ydunuz, onlar ’ dınız, siz ’ diniz, biz ’ diniz tüm içkileri tükettiğim meyhane çıkmazlarında suçlusu olmayan / halka açık duruşmalarda yüreği sevda bilmez yargıcın kırdığı kalemdiniz
mevsiminizden geçtim ansızın mevsimsizliğimdendi
güne kanıyordu gözleriniz kuru çiçekler vardı ellerinizde birini bekliyordunuz / umuyordunuz - ben değildim, beni unutmuştunuz - ve üşüyordu bir yanınız / sokaklarınız toprak altında kalmış / bulunamamış bir antik eser kadardı yalnızlığınız ölesiye yalnızdınız
koyu vaktiydi intiharların kırılgandı yaşamın teni (bir parabasisti yaşam. ne denli sonsuz ve somutsa o denli geçici ve gerçeksiz.. yalın ve görkemli ve hain gecenin deşilmez ve soğuktu karanlıkları... daraldığınız..)
kıyıya vurunca ölüyordu deniz sessiz besteler yazılıyordu öznesi ve özlemi olmayan oyunlara ilk ışıklarla tutuşuyordu gözleriniz ağır bir kahrın tavasında kızgındınız / kırgındınız
çalarken yağmurun davulları gece vurulmalarında çok ama çok yalnızdı yastığınız....
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri ilk eklediğinde okudum hemen. Çok dolu, öyle "çok güzel şiirdi" deyip gecikmeyecek kadar dolu ve özel. Ki zaten hep özeldir kalemin.
Gün içinde bir kere daha okudum ve şimdi yine. Nereden başlasam bilemiyorum hâlâ...
Aşka, uzak ara tek tarafa düşmüş aşka yazılmış ama fonda hayat var. Hayatın ta kendisi...
Hele ki;
"" bir parabasisti yaşam. ne denli sonsuz ve somutsa o denli geçici ve gerçeksiz.. "" Yukarıdaki bu bölüm hayatı deşifre ediyor resmen... Evet bir komedyanın parabasis aşamasında yaşandığı gibi kimisi oyun yazarına isyan eder kimisi onu savunur ama hayatın finali bağlamında hepsi boşadır, hepsi lüzumsuz... ...
Sevgili, zaten gece gibi değil midir? En çok geceleri yalnızlığa anlatılan, yalnızlığı aşka şahit kılan geceler gibidir sevgili... Hele ki ulaşılamazsa sevgili, yalnızlık bile ağlar aşka...
" Kıyıya vurunca ölüyordu deniz..."
İşte bu benim için ekol gibi dize... Hani var ya şiir sokakta akımı. İşte tam o akıma layık bir dize... Bütün duvarlara yazılmalı bir militan tarafından sessizce ve sessiz geceler boyu...
Ve her şey bir yana senin şiirlerindeki o İstanbul beyefendiliği beni mest ediyor abi.
Kıskanmamak elde değil şiir kabiliyet ve kapasitenin enginliğini...
sevgili Efla, ( anlayabildiğim kadarıyla mahallede dedikodu hızla yayılmış..) :)) şaka bir yana önce ilgine teşekkürler deyip devam edeyim .. Tanınmak, ünlenmek gibi bir derdim yok gerçekten.. yazımda da belirttiğim gibi sadece nedenlerini merak ediyorum .. eğer bir eksiğim, yanlışım varsa düzeltebilmek.. sadece bunu anlamaya çalışıyorum , hepsi bu .. ama içimden gelmiyorsa cicili bicili yorumlarda yazmıyorum, yazamıyorum.. hak edenlere bile doğru dürüst bir şeyler yazmıyorum.. bu benim ayıbım, eyvallah .. sen de bilirsin ki burada ilişkiler " al gülüm , ver gülüm " modunda ve bu bana kusunç :)) geliyor .. ( uykusuz kıskanacak beni, yeni bir kelime buldum diye..) evet, kararımı verdim : neyse ne !! kafamı takmayacağım gaari.. başka derdim kalmamış sanki.. çok işime yarayan bir prensibim vardır benim " kırk yıl prensibi " nedir bu ? şudur: teknemi aldığımda şöyle demiştim " bu tekne bende kırk yıldır var , ben bu hayatı kırk yıldır yaşıyorum .." yani şaşırmamı , şımarmamı gerektiren bir şey yok " sonra günü gelip tekne satıldığında da " tekneyi satıp bu bodrum katına taşınalı kırk yıl oldu " üzülecek bir şey yok .. o zaman ne diyoruz mahalle sakinleriyle :)) hep birlikte : " amaann koy oturma mahalline, rahvan gitsin .. " :)) :)))
ben kırk yıldır böyle terbiyesizim.. :)) sevgiyle..
Uykusuz söylememiş olsa haberdar olmayacaktım sorularınızdan üstat.
Aslında sorguladığınız konuları benim cevaplamam doğru olmaz diye düşünüyorum. Dışarıdan bakanlar daha doğru değerlendirebilir çünkü. O yüzden uykusuza sordum benimle ilgili gözlemlerini. “İçtenlik” vurgusu yaptı. İsabetli buldum bu tespitini.
Bir “sevgi pıtırcığı” sayılmam. Ama çok sevdiğim, takdir ettiğim insanlardan da güzel cümlelerimi esirgemem. İçten sevgim ve hayranlığım sözcüklerime yansır. Sanırım insanlara bu duygumu doğru aktarabiliyorum ve geri dönüşleri de ona göre oluyor. Ama asla bir karşılığı olsun diye yapmıyorum inanın. Bir “kitlem” olsun diye de uğraşım yok. Hatta çoğu zaman şaşırırım yazdığım şeylerin nesini beğendiklerini. Gelen yorumlara asla otomatik, baştan savma cevaplar vermem. Okumuş ve birkaç sözcükle bile olsa emek verip beğenisini yazıya dökmüş insanlara yine içtenlikle teşekkürü ihmal etmem.
Size eksik ya da yanlış bildirmek, kendi adıma haddim değil. Kaldı ki bir eksik ya da yanlış da görmüyorum yazdıklarınızda. Bilakis; hep söylediğim gibi hayranım tüm yazdıklarınıza. Sizi okumayanın aklından şüphe ettiğim bile oluyor:) sizin gibi yazabilmek için neler vermezdim.
Çok keyifli, çok aklıselim, ayakları yere basan, çok saygı değer bir insansınız. Lütfen kendinizi hiçbir anlamda sorgulamayın. Sorun sizde değil:)
evet, o yorum konusunun etken olduğunun ben de farkındayım.. benim yapmadığım şeylerden biri bu .. ama ben beğenmediğim bir şiire de asla iyi yorum yapamıyorum.. zaten yorum konusunda da düşüncelerim malum.. ama etken olsa da tek başına bunun geçerli sebep olduğunu da sanmıyorum.. başka nedenlerde olmalı.. dediğim gibi sadece merak ediyor ve anlamaya çalışıyorum .. neyse ben daha fazla baş ağrıtmayayım.. yarın görüşürüz..
:)) abi profili yeni değiştirdin ya henüz fark edilmemiştir. Az sabır:))) Sanırım işin sırrı benim çenemin düşük olması. Gittiğim şiirin iyi veya kötü olmasına bakmıyorum. Hiç seçici değilim. Ama Çok büyük çoğunluğumuzun kötü şiirleri var sonuçta. Ama bir iki gidip baktığımda aslında (ben iyi yaşıyorum demiyorum tabi ama herkes iyi şiir okumak ister) iyi şiirler çıkmadığını görüyorsam bir daha uğramıyorum.
İşte gittiğim şiirde bana dokunan yerler varsa yorum yazmak için yetiyor bana. Hiç bir beklentim yok. Hani var ya sitede kopyala yapıştır yorumcular. Onlar gibi yorum yazayım da bana da yorum yazsınlar gibi bir derdim yok. Bu yüzden de adam akıllı yazıyorum. Biraz da uzun yorumun etkisi oluyor sanırım. Buna bir de benim rahat tutumlarımı zipirlıklarımı ekleyince olay bu boyuta geldi.
Bir de bu rahat tavırları bir çok yerde görülünce beni bilmeyenlerde de bana karşı bir yakınlık ve güven hissi oluşturuyor sanırım.
Bana göre durum bu. Yarın müsait olursam ve tabi ki sen de arar konuşuruz istersen.
( bir soru: özellikle Efla'nın sonra senin gördüğün ilgiye ben niye ulaşamıyorum .. ( hemen belirteyim ünlü olmak gibi bir derdim yok, olmadı da hiç.. ) sadece sizin ulaşmayı başardığınız kitlelere ben neden ulaşamıyorum ? eksiğim ya da yanlışım varsa ne ? merak ediyorum.. bana düşüncelerinizi yazarsanız sevinirim .. belki faydası olur diye profil resmimi gençleştirdim :)) işe yaramazsa genç bir kız resmi koyacağım son çare olarak :)) görüşlerinizi merakla bekliyorum..:))
sevgili Efla, ( anlayabildiğim kadarıyla mahallede dedikodu hızla yayılmış..) :)) şaka bir yana önce ilgine teşekkürler deyip devam edeyim .. Tanınmak, ünlenmek gibi bir derdim yok gerçekten.. yazımda da belirttiğim gibi sadece nedenlerini merak ediyorum .. eğer bir eksiğim, yanlışım varsa düzeltebilmek.. sadece bunu anlamaya çalışıyorum , hepsi bu .. ama içimden gelmiyorsa cicili bicili yorumlarda yazmıyorum, yazamıyorum.. hak edenlere bile doğru dürüst bir şeyler yazmıyorum.. bu benim ayıbım, eyvallah .. sen de bilirsin ki burada ilişkiler " al gülüm , ver gülüm " modunda ve bu bana kusunç :)) geliyor .. ( uykusuz kıskanacak beni, yeni bir kelime buldum diye..) evet, kararımı verdim : neyse ne !! kafamı takmayacağım gaari.. başka derdim kalmamış sanki.. çok işime yarayan bir prensibim vardır benim " kırk yıl prensibi " nedir bu ? şudur: teknemi aldığımda şöyle demiştim " bu tekne bende kırk yıldır var , ben bu hayatı kırk yıldır yaşıyorum .." yani şaşırmamı , şımarmamı gerektiren bir şey yok " sonra günü gelip tekne satıldığında da " tekneyi satıp bu bodrum katına taşınalı kırk yıl oldu " üzülecek bir şey yok .. o zaman ne diyoruz mahalle sakinleriyle :)) hep birlikte : " amaann koy oturma mahalline, rahvan gitsin .. " :)) :)))
ben kırk yıldır böyle terbiyesizim.. :)) sevgiyle..
Uykusuz söylememiş olsa haberdar olmayacaktım sorularınızdan üstat.
Aslında sorguladığınız konuları benim cevaplamam doğru olmaz diye düşünüyorum. Dışarıdan bakanlar daha doğru değerlendirebilir çünkü. O yüzden uykusuza sordum benimle ilgili gözlemlerini. “İçtenlik” vurgusu yaptı. İsabetli buldum bu tespitini.
Bir “sevgi pıtırcığı” sayılmam. Ama çok sevdiğim, takdir ettiğim insanlardan da güzel cümlelerimi esirgemem. İçten sevgim ve hayranlığım sözcüklerime yansır. Sanırım insanlara bu duygumu doğru aktarabiliyorum ve geri dönüşleri de ona göre oluyor. Ama asla bir karşılığı olsun diye yapmıyorum inanın. Bir “kitlem” olsun diye de uğraşım yok. Hatta çoğu zaman şaşırırım yazdığım şeylerin nesini beğendiklerini. Gelen yorumlara asla otomatik, baştan savma cevaplar vermem. Okumuş ve birkaç sözcükle bile olsa emek verip beğenisini yazıya dökmüş insanlara yine içtenlikle teşekkürü ihmal etmem.
Size eksik ya da yanlış bildirmek, kendi adıma haddim değil. Kaldı ki bir eksik ya da yanlış da görmüyorum yazdıklarınızda. Bilakis; hep söylediğim gibi hayranım tüm yazdıklarınıza. Sizi okumayanın aklından şüphe ettiğim bile oluyor:) sizin gibi yazabilmek için neler vermezdim.
Çok keyifli, çok aklıselim, ayakları yere basan, çok saygı değer bir insansınız. Lütfen kendinizi hiçbir anlamda sorgulamayın. Sorun sizde değil:)
evet, o yorum konusunun etken olduğunun ben de farkındayım.. benim yapmadığım şeylerden biri bu .. ama ben beğenmediğim bir şiire de asla iyi yorum yapamıyorum.. zaten yorum konusunda da düşüncelerim malum.. ama etken olsa da tek başına bunun geçerli sebep olduğunu da sanmıyorum.. başka nedenlerde olmalı.. dediğim gibi sadece merak ediyor ve anlamaya çalışıyorum .. neyse ben daha fazla baş ağrıtmayayım.. yarın görüşürüz..
:)) abi profili yeni değiştirdin ya henüz fark edilmemiştir. Az sabır:))) Sanırım işin sırrı benim çenemin düşük olması. Gittiğim şiirin iyi veya kötü olmasına bakmıyorum. Hiç seçici değilim. Ama Çok büyük çoğunluğumuzun kötü şiirleri var sonuçta. Ama bir iki gidip baktığımda aslında (ben iyi yaşıyorum demiyorum tabi ama herkes iyi şiir okumak ister) iyi şiirler çıkmadığını görüyorsam bir daha uğramıyorum.
İşte gittiğim şiirde bana dokunan yerler varsa yorum yazmak için yetiyor bana. Hiç bir beklentim yok. Hani var ya sitede kopyala yapıştır yorumcular. Onlar gibi yorum yazayım da bana da yorum yazsınlar gibi bir derdim yok. Bu yüzden de adam akıllı yazıyorum. Biraz da uzun yorumun etkisi oluyor sanırım. Buna bir de benim rahat tutumlarımı zipirlıklarımı ekleyince olay bu boyuta geldi.
Bir de bu rahat tavırları bir çok yerde görülünce beni bilmeyenlerde de bana karşı bir yakınlık ve güven hissi oluşturuyor sanırım.
Bana göre durum bu. Yarın müsait olursam ve tabi ki sen de arar konuşuruz istersen.
( bir soru: özellikle Efla'nın sonra senin gördüğün ilgiye ben niye ulaşamıyorum .. ( hemen belirteyim ünlü olmak gibi bir derdim yok, olmadı da hiç.. ) sadece sizin ulaşmayı başardığınız kitlelere ben neden ulaşamıyorum ? eksiğim ya da yanlışım varsa ne ? merak ediyorum.. bana düşüncelerinizi yazarsanız sevinirim .. belki faydası olur diye profil resmimi gençleştirdim :)) işe yaramazsa genç bir kız resmi koyacağım son çare olarak :)) görüşlerinizi merakla bekliyorum..:))
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.