34
Yorum
0
Beğeni
4,0
Puan
2892
Okunma
uyanırdım vapur düdükleriyle
Haliç manzarasına karşı gerinirdim penceremden
ne koktuğunu bilmezdim o zamanlar
derin derin çekerdim içime
mutluydum
gün doğmuştu ya
o yeterdi bana
bir dilim salçalı ekmek eşliğinde
kırmızı karyokalarımı kuşanıp
Haliçe doğru koşardım
düşe kalka
ekmeğime ortak olurdu karıncalar
diz yaralarımı çamur sarardı
uzaktan bir martı
yere düşen kırıntılara sorti yapardı
Haliç kıyısında sallanırdı sallar
ince bıyıklı Hasan Amca
her zamanki yerinde
kemikleşmişti nasırlı elleri
kolay değil tabii ki
kürekleriyle yarıyordu
kara çamurlu deryayı
her seferinde parasız binerdim
bakardı garip garip
boynunu büküp hafifçe sümüğünü çekerdi
gözleri yaşarırdı bazen
rüzgardan sanırdım
acırdım
paraları toplardım
içimden gelirdi
saymazdı bile
yakası kirli ceketinin
ceplerini karıştırırdı
bulup yirmibeş kuruş uzatırdı
-karşıya geçince simit al- derdi
alırdım
yarısını ona verirdim
almazdı
kızardım
bırakıp salın kenarına kaçardım
Karaköy köprüsüne kadar
güle oynaya koşardım
yarım simitimi bitirmeyip
cebimde saklardım
çünkü balık-ekmek kokusuna dayanamazdım
buzlu su satan arkadaşım vardı
çişi gelince tezgahını bana bırakıp giderdi
sattığım sulardan pay alırdım
her seferinde Hasan Amcaya borcumu öderim
diye hesap yapardım
ezan sesleri duyardım
bilmezdim öğlen mi ikindi mi
acıkırdım
yarım simit iyi gelirdi
su nasılsa beleş
lakin yok mu şu balık kokusu
yutkunurdum
yorulurdum
özenirdim balık tutmaya
keşke oltam olsaydı
üç bardak su parası vardı cebimde
kaç paraydı
ha tamam onbeş kuruş
düşünürdüm
üç simit parasıydı bir oltanın fiyatı
on beş bardak su satınca alabilirdim
Hasan Amca aklıma gelirdi
vazgeçerdim
borcumu ödesem bana yeterdi
gün minarelerin ardına gizlenirdi
geri dönerdim
hava kararmadan evde olmalıydım
geç kalmama kızardı babam
Haliçin kıyısında beklerdim Hasan Amcayı
asla başka sala binmezdim
sırtından tanırdım
hatta salını bile
kürek çekişlerini de
yanaşırdı
birer birer inerdi yolcular
gözgöze gelirdik
hadi gel der gibi başını sallardı
mahcup bir gülümseme olurdu yüzümde
sevinirdim
sol elim cebimde
on beş kuruş avucumda
utanırdım
bakamazdım yüzüne
karşı kıyıya yaklaşınca
usulca düşürürdüm paramı
kimse görmezdi
acaba bulunca
benim bıraktığımı anlar mı
inerken Hasan Amca seslenirdi
-hey çocuk
yarım simidin bende
kurudu
acıkmışsındır
al
eve giderken gevele-
alırdım
üzülürdüm
ağlardım
gözyaşlarım ıslatırdı simidimi
yiyemezdim
sokak köpeklerine verirdim
dost olurdum
hemen büyümek isterdim
para kazanıp
çocuklara olta almayı düşlerdim
kendi balıklarını kendileri tutsun diye
avunurdum
eve gidence tatil kitabımı çalışırdım
"adam" olmalıydım
olabilirim
bir insanlık borcum var
Hasan Amcaya
adam olunca
insanlık yapınca
belki birazını
ödeyebilirim
Ferzan TOMRUK
4.0
100% (1)