10
Yorum
23
Beğeni
4,9
Puan
634
Okunma
Ashâb-ı Kehf kıssasının anlatıldığı Kur’ân-ı Kerîm’in on sekizinci sûresine, bu kıssanın önemi dolayısıyla “Kehf” adı verilmiştir. Sûrenin 9-26. âyetlerinde bildirildiğine göre, putperest bir kavmin içinde Allah’ın varlığına ve birliğine inanan birkaç genç bu inançlarını açıkça dile getirip putperestliğe karşı çıkmış, taşlanarak öldürülmekten veya zorla din değiştirmekten kurtulmak için mağaraya sığınmışlardır. Yanlarındaki köpekleriyle birlikte orada derin bir uykuya dalan gençler muhtemelen 309 yıl sonra uyanmışlardır. Bu süre Kur’ân-ı Kerîm’de, “Onlar mağaralarında 300 yıl kaldılar, dokuz da ilâve ettiler” şeklinde belirtilmektedir. 300 yıla 9 ilâvesi, şemsî takvimle belirtilen sürenin kamerî takvime göre ifadesi olmalıdır. Müfessirlerden bazıları, bu âyetteki ifadenin meseleyi aralarında tartışan grupların sözü olduğu görüşünü benimsemekte, gerçek süreyi sadece Allah’ın bilebileceğini bildiren âyetin de bunu gösterdiğini söylemektedir.
Mağarada “bir gün kadar” uyuduklarını sanan gençler, içlerinden birini gümüş bir para vererek yiyecek almak üzere şehre gönderirler. Böylece onların durumuna muttali olanlar Allah’ın vaadinin hak olduğunu ve kıyametin mutlaka geleceğini anlarlar, mağaranın bulunduğu yere bir mescid yapmaya karar verirler.
Kur’ân-ı Kerîm Ashâb-ı Kehf’in sayısı hakkında ihtilâf olduğunu bildirmekte, köpekleriyle beraber dört veya altı olduklarına dair tahminleri “karanlığa taş atma” diye nitelendirmektedir (el-Kehf 18/22). “Yedi kişiydiler, sekizincisi köpekleri idi” diyenler hakkında aynı ifade kullanılmadığına göre bu görüşün gerçeğe daha yakın olduğu düşünülmüşse de onların sayısını Allah’ın bileceğini belirten âyet-i kerîme, bu konuda fikir yürütmenin bir sonuç vermeyeceğini ortaya koymaktadır.
Kur’an’da mağaranın yeri bildirilmemekte, ancak konumunun kuzey-güney istikametinde olduğu belirtilmektedir (el-Kehf 18/17). Olayın ne zaman vuku bulduğu ve gençlerin adları hakkında da bilgi verilmemektedir. Hadis kaynaklarında zikredilmeyen Ashâb-ı Kehf kıssası, tarih ve tefsir kitaplarında çeşitli rivayetler şeklinde geniş olarak nakledilmekte olup bu rivayetler ana hatlarıyla hıristiyan kaynaklarındaki tasvirlere uymaktadır. Ashâb-ı Kehf’in isimleri ise dokuz kişi olarak, fakat hıristiyan kaynaklarında olduğu gibi farklı şekilde nakledilmekte (bk. Taberî, Tefsîr, XV, 133, 146) köpeklerine de “kıtmîr” adı verilmektedir.
Ne insanda korku var, ne toplumda kaygı var.
Ashabı Kehf misali uyansam ki bir sabah
Ne haksızlık anılır, ne yürekte sızı var.
Ashabı Kehf misali uyansam ki bir sabah.
Nezahet olmuş toplum, Kalmamış kirden eser
Pürü pak olmuş alem, rüzgar deminde eser
Ne haksız zulüm eder, ne eşkıya yol keser
Ashabı Kehf misali, uyansam ki bir sabah
Can olmuş can, herkes can, yok olmuş cana kıyan.
Ademi beşeriye: olmuş melek-i insan
Kadına kıyan elden, kalmamış zerre esam
Ashabı Kehf misali uyansam ki bir sabah
Ne zindan var ne zulüm, kimsede bir korku yok
Haklı hakkın almakta, hiç kimsede kaygı yok
Bereket yağar gökten, zengin fakir ayrım yok.
Ashabı Kehf misali uyansam ki bir sabah
Kurtla kuzu yan yana, korkulardan münezzeh
İnsan kemale ermiş doğuşta nuru ferzah
Ne kimse ah ediyor, ne kimse diyor eyvah
Ashabı Kehf misali uyansam ki bir sabah.
Hayaldir bütün bunlar, etopik bir düşünce
Gerçekleşmesi sade rüyaya has kendimce
Cennet dünyaya döner insan melekleşince
Böyle olmuş insanlık uyansam ki bir sabah.
Güzel değil mi dostlar böyle bir dünya olsa
Ne canlara kıyılsa ne çocuklar ağlasa
Yaklaşan Bayram günü öyle bayram olsa
Ashabı Kehf misali uyansam ki bir sabah
T.D.K
Esam ; Günah için olan ceza
Münezzeh ; Arı duru temiz
Ferzah : ilim ve hikmet
Etopik: kural dışı
5.0
93% (13)
4.0
7% (1)