Hayalinle her bir , yolda yürüdüm
Esip duran yelden , hep seni sordum
Hasretinden bıktım , inaan çürüdüm
Akıp giden selden , hep seni sordum

Sağ’a dönsem sol’a , dönsem gözlerim
Her salise her an , seni özlerim
Alevlenir hergün , ataş közlerim
Saz’ımdaki telden , hep seni sordum

yolda yürüyenden , yada oturan
yüklenmiş sırtında her yük götüren
deryada bir kaptan gemi batıran
yabancıdan elden , hep seni sordum

Yüksek yüksek yüce yüce dağlardan
Şekerleeden ballardan ve yağlardan
Yeşil teşil o uüzelim bağlardan
Sarı çiçek Gülden , hep seni sordum

Keklikler uçuşur , daglar baş’ında
Tad bulamaz garip , ekmek aş’ında
Her gün akan giden bu göz yaş’ında
Kanarya bülbülde , hep seni sordum

Yatarım kalkarım , odam boştur boş
Sensiz hayat bana vallahi nahoş
Nihadın gündüz’ ü , karanlık ve loş
Perdeden ve tülden , hep seni sordum ---NİHATTAN