8
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1404
Okunma
Kalemi alıp ele yazayım ahvâlimi
Geceler dar gelince kederim güne düştü
Kâğıda söyleyeyim iflâh olmaz hâlimi
Bugünlere ağlamak dönülmez düne düştü !..
Sevdayı pınar ettik, tasına dolamadık
Hasretten kurtulup da vuslata dalamadık
Selamsıza çatmışız selam da alamadık
Vefâsız yâr yüzünden başımız öne düştü..
Bülbül gibi güllerin dalında şakımadık
Aşk-ı muhabbet ile gönüller dokumadık
Mevlânâ’yı bilmedik, Yunus’u okumadık
Sevgileri anlatmak nefretle, kine düştü !..
Kahve bile nohuttan boş duruyor dibekler
Ana huzur evinde evlat yolunu bekler
Cami avlularına bırakılır bebekler
Sokağa bebe düştü, yatağa nine düştü…
Beş vakit namaz çokmuş, ikisini yutan var
Kurbanda kesmek için horoz başı tutan var
Bunları âlim bilip eşiğinde yatan var
Kulların ahmağını uyarmak dine düştü !..
Yerli malı haftası kutlardık biz okulda
Türk yazacak derlerdi, taş da olsa çakıl da
Raflarda Türk malı yok, firardadır akıl da
Dükkânları doldurmak Japon’a, Çin’e düştü !..
Dertler hiç bitmiyor ki, nereden başlayayım ?
Hangi kendin bilmezin başını taşlayayım ?
Yumurta değil ki bu kaynatıp haşlayayım !
Tavuğa kuş gribi, insana kene düştü !..
Nice gizemler varmış o eski asırlarda
Şimdi dillere düşmüş meydanlarda sırlar da
Kendini örtmemekten utanır kusurlar da
Kırık kolu saklamak yırtılan yene düştü !..
Köpek bile ısırmaz sahibini koklar da
Fakir açım diyemez, hâlden bilmez toklar da
Nifak ve dedikodu kol gezer dudaklarda
Kadında etek boyu, erkekte çene düştü !..
Türkülerin yerini almış raklar ve cazlar
Nihâvendi, hüzzâmı çalmıyor artık sazlar
Gözlerime nem dolmuş, saçlarıma beyazlar
Takvimlerden gün değil, ay değil, sene düştü !..
Ey gönlüm ! Varlığınla böbürlenme sakın ha !
Saltanatın bir nefes, kibirlenme sakın ha !
Benliğin çöplüğünde sen kirlenme sakın ha !
Ariflere tevâzu, şeytana “ ENE ” düştü !..