3
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
982
Okunma
Telefonum çaldı geçen gün,
Baktım arayan çok eski bir dost.
Telaşlandım ister istemez,
Çünkü taa liseden arkadaşımdı,
Ve pek aramazdı.
Arada sırada bir arayan böyle dostlar,
Gece vaktinde aramışlarsa eğer,
Mutlaka önemli bir durumu verirler haber,
Tam da düşündüğüm gibi,
Bir cenaze varmış meğer.
Alo! falan kişiyle mi görüşüyorum?
Evet benim kardeşim, buyur seni dinliyorum.
Selamün aleykum arkadaşım bakma kusura!
Aleykumusselam kardeşim, estağfurullah,
Ne kusuru, memnun oldum aramana.
Geç oldu biliyorum,
Ama ben falan yere cenazeye gidiyorum.
Başın sağolsun kardeşim, kimdir vefat eden?
Falan amca vardı ya hani,
Yardımcı olurdu bizlere,
Hayır hasenatı çok severdi.
Allah rahmet eylesin, ruhunu teslim etmiş,
Akşam üstü haberi geldi.
Çok iyiliği var üzerimizde senin de benim de,
Haber edeyim dedim belki gidersin sen de!
İyi yaptın haber etmekle,
Arkadaşımız zaten oğlu hem de,
Giderim elbette.
Tamam dedi eski dost.
Falan yerde buluşalım,
Kalkmadan cenazesi oraya ulaşalım.
Sözleştiğimiz saatte o yerde buluştuk.
Birkaç eski dost bir arabaya doluştuk.
Ya Allah deyip çıktık yola,
Bir an önce varalım diye vermedik hiç mola.
Yol boyunca hepimiz de okuduk ,
Hayır sever amcamızın ruhuna,
Sureler, dualar ve Fatiha.
Vardık cenaze evine, kurulmuş koca koca kazanlar
Fokur fokur su kaynar.
Toplanmış belde halkı, hepsinde meraklı bakışlar.
Hah işte orada arkadaşımızın ağabeyi,
Tanıdık biz onu,
Oda tanıdı bizleri.
Varıp yanına başsağlığı diledik.
Taziyelerimizi ilettik.
Arkadaşımız nerede onu göremedik.
Ağabeyi dedi onu çarşıya gönderdik.
Atıldım hemen öne,
Varsa bir iş çarşıda biz gider hallederiz,
Burada cenazenizle ilgilenin siz!
Dedi arkadaşımızın ağabeyi yok bir iş çarşıda,
Sadece pideleri alacak,
Marketten de alır artık ayranı.
Bulabilirse eğer tatlı da alacak.
Bu nasıl bir iş böyle,
Su kaynamış avluda ,
Cenaze evde bekliyor yunacak.
Evlat, acısını gömmüş yüreğine
Ve gitmiş çarşıdan pide, ayran bir de tatlı alacak.
Biraz sonra geldi can arkadaşımız,
Sarıldık hasretle birbirimize,
Acısını paylaştık.
Dedi, arkadaşlar bakmayın kusurumuza!
Fırıncı pideleri geciktirmiş pişirmemiş,
Onun için var telaşımız.
Bakar mısınız dostlar şu garip halimize,
Acımızı öldürüp yüreğimize gömüyor,
Üzülemiyoruz cenazemize.
Yıkama, kefenleme derken,
Hazırlandı mevta kabre konmaya,
Helallik alınıp, omuzlar üzerinde geldi
Cami avlusuna. Kondu musallaya.
Öğle namazından sonra,
Cenaze namazı kılındı.
Tabut tekrar omuzlara alındı.
Geldik kabristana,
Birazdan konacak toprak altına.
Ama arkadaşımız yine yok ortalarda.
İkramlıklar için koşuşturmada.
Defin tamamlanırken,
İmam başladı telkine,
Ahali fırladı yerinden,
Herkes düştü önde olma derdine.
İkramlıklar yanında cenaze sahipleri dizildi.
Cemaat sırayla başşağlığı dileyip aldı ayran ve pideyi.
Tatlısı da vardı hepsinin elinde.
İkramlığını alanların bazısı evine gidiyordu.
Kimisi de oturmuş bir köşede afiyetle yiyordu.
Bazılarıysa tekrar sıraya giriyordu.
Arkadaşım seslendi, muhterem arkadaşlar!
Hele bir dağılmayın, toplanın da biraz sohbet edelim.
İsterseniz burada, isterseniz cenaze evine gidelim.
Ama mutlaka biraz sohbet edelim.
Dönüp geldiler cemaatten bazısı,
Çoktan evlerine varmış idi zaten yarısı
Dediler bir yere gitmeye gerek yok, iyidir burası.
Çabuk anlat hoca!
Elimde soğuyacak pide.
Soğuduğunda güzel olmaz yemesi.
Arkadaş okudu euzu besmele,
Kısıldı sesi nedense.
Bir iki öhü möhü yaptı.
Ama çıkmadı hiçbir sesi.
Geri döndürülmüş cemaat,
Bakıyor kızgın kızgın,
İş başa düştü galiba bu da kaderin cilvesi.
Yok ki benim fazlaca bir dini bilgim.
Şimdi bu insanlar karşısında ben ne anlatabilirim.
Yetişti imdadıma eski gelenek ve göreneklerimiz.
Okudum euzu besmele, dini konuda sohbet etmek ne haddime.
Ben haddimi bilirim.
Dedim geri dönüp gelen ahaliye,
Haddim olmayarak sizlere birkaç kelam etmek isterim.
Bizim vardı eskiden çok güzel adetlerimiz.
Komşular üç gün yemek yapıp getirirdi olunca ölümüz.
Üç gün cenaze evinde pişmezdi yemek,
Olmazdı mahallede günlerce ne düğün ne de dernek.
Anne baba çocuğunu tembihlerdi,
Aman yavrum bak falanca evde cenaze oldu,
Yüksek sesle gülme, neşelenme diyerek.
Düğünler ertelenirdi.
Eğlenceler dururdu.
Acılar gerçekten yürekten paylaşılırdı eskiden.
Geri başlatsak ya o güzel hasletleri yeniden.
Bu gün ki gördüklerim üzdü beni derinden.
Cenazesi olmuş, yürek yaralı, kalp mahzun,
Düşmüş ikram peşine, aman ha tatlısı da olsun.
Kim sokmuş bu hoş olmayan adeti içimize?
Böyle şey var mı bakalım bir dinimize?
Yarış başlatılmış ne yazık ki!
En iyi ikramı ben cenazemde veririm diye.
İkram ne kadar iyi olursa cemaat o kadar kalabalık olurmuş,
Öyle dediler cemaatten bazıları.
Birde hoparlörden ikramlar anons yapılırsa eğer,
Daha çok geliyormuş cemaat.
Cenazesinde ne kadar çok cemaat vardı dedirtmekmiş sadece amaç.
Halbuki çok cemaat değil, ihlaslı samimi insanların olması olmalı oysa amaç.
Dostlar gelin bundan sonra,
Yine o eski adetlerimizi yaşatalım.
Olunca bir evde cenaze,
Peygamberimizin sünnetini hatırlayalım.
Cenaze evinden yemek yeme değil de oraya yemek yapalım.
Dinimize sokulan bu bidati tamamen kaldıralım.
Herkes cenazesiyle ilgilensin.
Acısını yaşayabilsin.
Hakkınızı helal edin. Zamanınızı aldım.
Arkadaşımın sesi kısılınca,
Haddim olmayarak sizlere birşeyler anlatmak zorunda kaldım.
Umarım birşeyler anlatabilmişimdir
Tüm ölmüş Müslümanların ruhları için okuyalım Fatiha.
H.D.S.
5.0
100% (8)