2
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
300
Okunma
Evimizin yan tarafında
Geniş alana kurulurdu
Bayramyeri.
Pırıl pırıl ayakkabılarımı,
Yepyeni elbiselerimi giyip,
Topladığım bayram paramla
Koşardım oraya.
Daha kalabalığa karışmadan,
Her tarafa yayılan
Sucuk kokularını,
Derin derin çekerdim
İçime..
İlk adres
Pembe, beyaz
Pamuk helvacı
Kıpkırmızı elma şeker
Mis kokulu macuncu.
Öndeki iki dişimi
Çarpışan otolarda
Kırmıştım..
Dönme dolaplarla,
Havalarda uçuran
Kayığın verdiği haz
Bir başka olurdu..
Korku tünelindeki cadının yüzü
Günlerce rüyama girerdi..
Güldüren aynalarda,
Bir şişen,
Bir zayıflayan vücuduma bakıp
Gülmekten kırılırdım..
Atıcılıkta üstüme yoktu..
Arka arkaya vurup hedefleri,
Pat pat patlatırdım mantarları.
Attığım halkalarla
Hakkı amcanın üç günlük
Sigarasını kazanmıştım
Bir ara.
Çekilişte,
Elli paket makarna
Teklif edilince,
Kalabalık arasından sıyrılarak..
Nasıl da gururla almıştım onları
Hoş, taşıması da bir dert olmuştu ya..
Yerde bulduğum paraya
Sevinirken,
Delik cebimden de
Düşürürdüm birer birer.
Harçlığım bittiğinde
Eve döner,
Gördüklerimi yaptıklarımı
Anlatırdım heyecanla.
Dolu dolu yaşardım
Bayramın her gününü..
Artık ne sucukların o kokusu,
Ne Elmaşekerinin,
Ne de Pamuk helvanın
Tadı var..
Çarpışan otolar ağır ağır
İsteksizce dolanıyor,
Çarpışmıyor bile.
Dönme dolaplar
Neredeyse hiç dönmüyor,
Sallanan kayık
Sallandığına pişman..
Yüzlerde gerginlik
Bir stres bir telaş,
İnsanlar birbirine düşman.
Patlayan mantarlar
Islanmış sanki patlamıyor,
Halkalar küçülmüş
Sigarayla buluşmuyor,
Koku tünelindeki cadı
Korkutmaktan uzak,
İnsanı
Güldürüyor.
Aynalardan eser yok
Hepsi paramparça,
Allah’ım bu nedir böyle,
İnsan, düşündükçe
Kahroluyor...
Münir ÜSKÜDAR
5.0
100% (3)