11
Yorum
26
Beğeni
5,0
Puan
624
Okunma
Seher vakti güneş doğmak üzere
Bir meczup elinde yazılı name
Kethüdayı bulur saray önünde
Derki ’’bunu götür ver efendine’’
Kethüda şaşırır bir yandan kızar
Belli’ ki duyacak sultandan azar
Kafayı kaldırır masiyet nazar
Name ellerinde meczubu bizzar
Nöbetçiler şaşkın sultan dalgınca
Kethüda sultanın hemen yanında
Elinde nameyi sunar sultana
Sultan biraz kızgın biraz şakınca
Şöyle göz ucuyla bakar nameye
Kethüdaya döner ’’nedir bu bire’’
Kethüda hem mahcup hem cesaretle
’’meczup gönderdi’’ der zatı kebire.
Okur gözeriyle gelen nameyi
Sorgular, sorgular her bir cümleyi
Cümleden satıra her kelimeyi
Meczuba sevk eden bu düşünceyi
Tekrar tekrar okur gelen nameyi
Sorular cevapsız çözmez ilmeği
Meczubun şahsından nedir isteği
Gururla tevazu halde benliği
’’Gideceksin bir gün geldiğin gibi
İster bey ol ister sultan ne yazar
Görünmüyorsun ki olduğun gibi
Süleyman-i sultan olsan ne yazar’’
Namede yazılan açık ve seçik
Ne zerre korku var nede ürkeklik
Doğrudan şahsına gelmiş üstelik
Derin düşünceye daldı şimdilik
Debdebeli hayat sürdü günlerce
Unuttu meczuptan gelen nameyi
Oysa okumuştu inceden ince
Unutmuş göründü o düşünceyi.
Bir perişan meczup kapıdan girdi
Kendisinden emin ve de pişkindi
Demeye kalmadı in misin cin mi
Bir tek sultan duydu söylediğini.
’’Hatırla geçmişte gelen nameyi
Meczubun verdiği ihtarnameyi
Aracı kılmıştım ben kethüdayı
Fakat anlamadın ikaz nameyi’’
’’innalillahi ve inna ileyhi raciun’’
’’her canlı ölümü tadacaktır’’
’’Toparlan yolculuk sefer vaktidir
Sultanı mutlaktan geldi bu emir
Dönüş yok duruyor önünde ahir
Yapacak kalmadı dünyaya dair’’
Sultan oracıkta yığıldı kaldı
Gözleri sarayın tavanındaydı
Bu müşkül duruma koştu tabipler
’’Kral öldü yaşasın yeni Kral’’ derler
Her sultan gidici biter saltanat
Eninde sonunda söner bu hayat
Ego bataklığa girse de inat
İcraatlar bütün askıda kalır
5.0
100% (13)