Mülküne sahip çıkamadın diyorum
mallarım dersin dersin de neye yarar
düğün-derneğim telli duvağım benim
allarım dersin dersin de neye yarar

Ambarda buğdayım, darı benim darım
yoğu kimin yoğu varı benim varım
kovanda bal yapan arı benim arım
ballarım dersin dersin de neye yarar

Ne köyün köy kalmış ne de şehrin şehir
yiyip içtiğin ne varsa olmuş zehir
kolun kanadın kırılır gelmez tehir
dallarım dersin dersin de neye yarar

Var mı diyeceğin murada erdiğim
hak, hukuk, hakikat için yay gerdiğim
bir zamanlar kelpe-köpeğe verdiğim
yallarım dersin dersin de neye yarar

Amma öyle amma da böyle sallarsın
her aşamada başka türlü allarsın
bereketin gider gider çakallarsın
nallarım dersin dersin de neye yarar

Güvenme dünyanın malına at gider
inşa ettiğin bina gider kat gider
saraylar gider gemi gider yat gider
sallarım dersin dersin de neye yarar

Hayâsızlığın coşkun akan selinden
soğukların sert esen rüzgâr yelinden
kılığın gider kıyafetin elinden
şallarım dersin dersin de neye yarar

Ayakların dolanır düşer kedere
yakın gidersin övünerek hedere
inanmazsın ne kazaya ne kadere
fallarım dersin dersin de neye yarar

Gümüşhanlı der ki, takılır ağlarsın
yargısız infazsız, yakılır ağlarsın
maziye gömülür, çakılır ağlarsın
hâllarım dersin dersin de neye yarar