0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
345
Okunma
Bir çocuğun ağlaması duyulur uzaklardan
Kış beyazı ayazında rüzgarlar
Buz tutan o elleri
Morarmıştı dilleri
Kurumuş dökülmüş al yanağındaki gülleri...
Eprimiş altın sarısı yapraklar
Kaldırımlarına tutunurken ıslak ıslak
Bir mendil sallıyorum yine sana ta uzaklardan
Belki görür de silersin gözlerini diye
Ay ışığında süzülerek düşen yapraklar
Uzağında bir kadın üşümesi hayalen
Yazılmadı bir kitapta bile adı
Onun değerli sözleri garibim
Kuğu parklarının gizemine gömülürken mehtap
Sarardı soldu yine özlem dolu gönülleri
Düşleri iner serin sulara
Bir elveda öpücüğü kondururken mehtap
Çok heyecan vericiydi
Mevsimin son perdesine iniyor gecem...
Bir sonbahar yangını gönlümüz
O sert rüzgarını bekler
Mışıl mışıl uykusundayken deniz
Ninniler söylenirdi uzaklarda
Kendinden bebekler
Yalnızlığına savrulmuş bir garip kuş gibi akşamlar...
Duygu seline tutsak koyların
Sessiz bakışları arasında
Şarkılara meze oluyordu yaşam
Uğruna aşk dolu yazılan şiirler vardı
Güneşin sıcak bakışları ardında
Duygularda yanık kokusu dağılır
Sessizce uyurken tabiat
Bir tık daha yoktur
Habersiz bir öpüş salınır ağaçların ardında
Varlığından habersizdir sevdalar
Yollara düşer akıl taşları sebepsiz
Yine hayalin geçer gözlerimin önünden
Yalnız ve de çaresiz
Sevginin arması düşer sulara...
Denizim dingin
Altın sarısı yapraklar
Atlar usulca koşarken uysal ılık sularda
Kıyılarda eksik duygular birikimi
Bir sonbahar mevsimi...
Behçet Bük Eskişehir
1.11.2021
5.0
100% (1)