11
Yorum
18
Beğeni
0,0
Puan
515
Okunma
Kolundan fışkıran nuru görürler
Keramet sahibi büyük bir Veli
Akbilek ismini ona verirler
Bahşı Halife’nin hikmeti Ali
Büyük alimlerden din ilmi aldı
Arap ülkesinde çok zaman kaldı
Dünya işlerinde bir garip haldı
Görenlere aydır mübarek eli
Manevi hallerde makama geldi
Sohbeti doyumsuz hep veren eldi
Huzura erdiren esen bir yeldi
Allah kelamını söyledi dili
Kanaat sahibi oruç tutardı
Hadise fıkıha yorum katardı
Namaz kılmak için çok az yatardı
Hep takva ehlidir irşat ameli
Kur’an ayetleri sohbet sözleri
Rüyasında görür nurlu gözleri
Risale yazmıştır O’nda sözleri
Peygamberi görmek bütün hayali
Levh-i mahfûz görür izah ederdi
Hiç hata etmeden doğru bu derdi
Ömrünü İslam’ın yoluna serdi
Söylediği her söz Hak’tan helali
Daima yaşıyor alim gülleri
Halveti dergahta söyler dilleri
Sohbetle doldurur kuru gölleri
Hep nuruyla bildi onu ahali
Medrese ilk dersi kabir başında
Rabıta yaparak bekler başında
Doğduğu bilinmez ölüm yaşında
Kabirde yaşayan ölümsüz hali
SadıkKARADEMİR
Anadolu’da yetişen velîlerden. Akbilek Bahşî Halîfe adıyla tanınırdı. Amasya’ya bağlı Taşova’nın Uluköy (Sonusa) kasabasında doğdu. Doğum târihi bilinmemektedir.
Önce, memleketinin âlimlerinden ders aldı. Sonra da zamânının büyük âlimlerinden ilim tahsîl etti. Daha fazla bilgi sâhibi olmak maksadıyla Arab ülkelerine gitti. Burada İmâm-ı Celâleddîn Süyûtî, Şeyhülislâm Zekeriyyâ Ensârî, Şemseddîn Muhammed Sehâvî gibi büyük âlimlerden de çeşitli dînî ilimleri tahsîl etti. Ayrıca tasavvuf büyükleriyle görüştü. Onların sohbetlerinde mânevî hâllere ve makamlara yükseldi.
Çok fazla zühd ve takvâ sâhibi idi. Yâni dünyâya düşkün olmayıp haramlardan çok sakınırdı. Dînî ilimleri iyi bilirdi. Devamlı nâfile namaz kılar ve oruç tutardı. Kanâat sâhibi olup, az bir dünyâlıkla idâre ederdi. Sert ve kalın elbiseler giyerdi. Fıkıh ve tefsîr ilimlerinde söz sâhibi idi. Tefsîrlerin çoğunu ezbere bilirdi. Osmanlılar zamânında yetişmiş İslâm âlimlerinin en büyüklerinden olan Müftiy-yüs-sekaleyn İbn-i Kemâl Paşa, Bahşî Halîfe’den tefsîr ilmi okuyup, hadîs-i şerîf öğrenen âlimlerdendir. Tefsîr, hadîs ve fıkıh gibi yüksek dînî ilimleri talebelere okuturdu. Ayrıca İnsanlara vâz ve nasîhat eder, din ve dünyâ saâdetlerinin yollarını gösterirdi. İlmî sohbetlerinde bâzı âyet-i kerîmelerin fazîletleri hakkında söylediği sözler için; "Levh-i mahfûzda böyle yazılı olduğunu gördüm." der ve îzâh ederdi. Bu şekildeki cevaplarında hatâ ettiği hiç görülmedi.
Bir gün câmide vâzında abdest almanın fazîletlerini anlatırken, alınan abdest suyu ile günahların döküldüğünü söyledi. Cemâat arasında bulunanlardan birinin kalbine, bu nasıl olur diye bir düşünce geldi. O zaman Bahşî Halîfe kollarını sığayarak dirseklerine kadar havaya kaldırdı ve; "Böyle olur." dedi.Cemâat, Bahşî Halîfe’nin kollarından nûr fışkırdığını gördü. Bu yüzden Akbilek lakabı verildi.
Bahşî Halîfe, kırk sene müddetle ilmin yayılmasına çalıştı ve pekçok âlim yetiştirdi. Halvetî tarîkatına mensûb idi. Tarîkatte hocası Cemâl-i Halvetî’nin halîfelerinden Muhyiddîn bin Muhammed Efendi’dir. Resûlullah efendimizle rüyâsında sohbet ederdi.Rüyâlarını ve Peygamber efendimizle olan sohbetlerini anlatan ve bir benzeri olmayan çok güzel bir risâle yazmıştır.