10
Yorum
18
Beğeni
0,0
Puan
452
Okunma
Şehrin ortasında kundura yapar
Sanatını bilen hep ona sapar
Gönüllere ahlak güzellik seper
İffetin timsali İğneci Baba
Kardeşi Serçoban ziyaret eder
Mendile sütünü kor öyle gider
Keramet gösterir bak getirdim der
İffetin timsali İğneci Baba
İğneci Babanın yüreği hardır
Takarlar yukarı bildiği vardır
Asıl damlatmadan durdurmak kardır
İffetin timsali İğneci Baba
Bir bayan müşteri dükkana girer
Açılan topuğu Serçoban görür
O anda süt damlar nefisi erir
İffetin timsali İğneci Baba
Anlamıştır artık gözleri dolmaz
Marifet dağlarda ermekle olmaz
Mahcuptur yüreği şehirde kalmaz
İffetin timsali İğneci Baba
Örnek alır esnaf ondaki sözü
Bakmaz kimse artık namustur gözü
Çarşı esnafının doğrudur özü
İffetin timsali İğneci Baba
Sadık KARADEMİR
İğneci Baba’nın kardeşi olan Serçoban, Amasya merkeze bağlı Karasenir Köyü’ne yerleşir. Çobanlık ile geçimini sağlayan Serçoban hal ve hareketleri ve ibadetinin sadeliği ile tanınır.
Bir gün Amasya’da ayakkabıcılıkla geçimini sağlayan ağabeyi İğneci Baba’yı ziyarete gelir. Beraberinde de koyunlarından sağdığı sütü bir mendiline çıkılayıp hediye olarak getirir. Amacı, kendi mendiline koyduğu sütün, mendilden sızmadığını göstermektir. Serçoban mendilini kunduracı dükkanının duvarındaki bir çiviye asar. Bu sırada İğneci Baba dükkanında bir bayanın ayak ölçünü almaktadır. Serçoban, bayanın topuklarını görünce, “ne kadar da güzel” diye aklından geçirdiğinde çiviye asılan mendilden süt yavaş yavaş damlamaya başlar.
İğneci Baba, kardeşinin niyetinde bozulmalar olduğunu sezer ama hiç birşey belli etmez. Bayan ayak ölçünü verip dükkandan ayrılınca, İğneci Baba, kardeşi Serçoban’a “ Keramet dağ başında ermekte değil, keramet burada, çıkındaki sütü damlatmamakta” der.
Mezarı bugün özel bir mekan olarak hazırlanmış, Kocacık Çarşısı’ndadır.