HAYALLER VE HAKİKATLER

Hayatın hakikatleri ile hayaller
çoğu kez birbirine uymazlar
Örneğin Sevgi umarken
nefretle karşılaşabilirsiniz

Yine nefret beklerken
sevgi ile karşılaşabilirsiniz
Kısacası hayatın hakikatleri ile hayallerinizdeki düşünceleriniz
çoğu kez birbirine uyumlu değildir

Hayatın hakikatları
sükutu hayale uğratabilir
hatta hiç düşünmediğiniz
Ek ilave tedbirleri almaya
Sizi sevk edebilir

hayatın hakikatlerin yüzü
oldukça soğuk acı
ve oldukça acımasızdır
Allah Allah yarattı demez vururken

Aslında hayaller ve hakikatler
Sürekli birbiriyle çatışma halinde
kavga halindedir Savaş halindedir
Canhıraş acımasız bir savaş

Bu savaşta incinen ve inleyen
insanın ruhu insanın hafızası
insanın gönlü insanın hatırı..dır

Hatır ve hakikatlerin
bu Savaşı’nda insan
selamete ulaşmak istiyorsa:

öncelikle
Rabb’inin takdir ettiği
hayat akışına r
Razı olmak zorundadır.

İşte buna
razı olmayan kimsenin
çekeceği çok amansız acılar
üzüntüler elemler keder ler vardır

İşte o zaman üstümüze
Çok büyük bir ağırlığın çöktüğünü i
İçimizde mânâ veremediğiniz
Derin bir hüznün bulunduğunu

Gönül aleminde büyük bir kırıklık
Yas ve matemin sürdüğünü
Fark ettiğimizde kendimi zinde
Dağıldığını görürüz

Şüphesiz bu acı hayat dersini
tattık yaşadık birçok defa atlattık
Derin derin yaşadık tan sonra bu tecrübeyi edine bil dik.

En beklemediğimiz yüzlerden
en ummadığımız şeylerle
Karşılaştığımız oldu
Yine en beklemediğimiz yüzlerden en ummadığımız güzelliklerde oldu

Aslında hakikatler dediğimiz
hayatın gerçekleri dir
Biz bu gerçeklerin
soğuk yüzü ile yüzleşirken

Ne üzüle bilme nede sevine bilme hakkımız bile yoktu.
Sadece buruk bir tebessümle
hayatı geçiştiriyorduk

Hayatın gerçekleri o kadar sinsi idi ki:
Bizi bir buruk gülümseme ile
Dıştan görene herkese Etrafa da
Çok mutlu rolunu bize zorla oynatırdı.

mutlu gösterirdiSahte bir yaşam silüeti gölge gibi dolaşıyordu günlüğümüz de
Oysa biz depremler yaşıyor
yıkımların altında enkazların altında
can veriyorduk kimse bilmiyordu.

Bu buhranların içinde: bunalım içinde
etrafında tanıdık bir dost yüz
arayan ruhumuz
bunalım denizlerinde boğulmuş
Kalleş tuzağında ...
mutluluğun çok uzağında
tutsak kalmış
çaresiz Zelil cılız ve savunmasız dık.

Kalabalıklar içinde yalnızdık
Hatta çoğu kez
yanağımıza inan damlaları da
Kuru Bir onur ve gurur uğruna
Saklamaya mecbur duk

Öyle de yaptık..
Şikayetin gereksiz olduğunu..
Hatta dertlenme nin
Faydasız olduğunu fark ettik

sessizliğe büründük ufuklarda
nokta kadar uzak göründük
en sonunda; :Allah’ın dışında
Hiçbir yarin olmadığını anladık.

Allah’ı bırakıp
halkına Umut bağlamayı
vazgeçtik

İki tarafı da Kara olan
Günahkar yüzümüzü
isteyerek veya istemeyerek
cenbı mevlamızdan yana
döndürdük ..

Ey Gök suyunu tut
Ey yer isteyerek veya istemeyerek
Bize Baş eğ ve itaat et Emrini
İrkilerek iliklerimize kadar duyduk

daha doğrusu
döndürmeye mecbur kaldık
nefis aşk bambaşka bir alemde dolaşıyordu oysa

Ve hayatın gerçekleri bize çığlık çığlığa şunu bağırıyordu
senin Allah’tan başka dostun yok
akıllı ol...!!!!

Tarihin derinliklerine gömülmüş
Yıkıp köprüler misaliydik
O şarlatan bu vefasız yalancı dostluklar çok da ağlaması çok da üzülmeye değer şeyler değildi

Üzülmeye değer olan tek şey
Allah’ın gözünden düşmek
Allah’ın yüzünden düşmek
Allah’tan ayrı ve uzak düşmek ti

Bunu anlayana kadar
hayatımız geçti Ve bitti.

İşte bu son halden
Allah’a sığınmak lazım dı
yarabbi acı be mutsuz eden kötü akıbet’ten sana sığındık amin

Son nefesimizi verirken
hayatın özeti olan
en son ilmi tahsil ettik o şuydu
(((Bu yaşam serüvenin in
Tek galibi sadece Allah tı.)))

Herkes yenilmiş Toprak üzerine sıra sıra dizilmiş ölülerini yatarken seyrettik
Bu şeyrü sefer esnasında
Birden ölü verdik..

Bana dokunmayın
ağlamak istiyorum