0
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
850
Okunma
Sıcak bir mevsimdi;
Henüz baharın arifesindeydi
Tabi ki okullar tatildi
Yeminli memurlar gibiydik
Yalnız ve de özgür
Köyümün günlüğünde
İşlenmiş bağların sararmaya yüz tutmuş ovaların girdabında salıverdim kendimi alabildiğince
Kuzular meleşirken anaların peşinden
Çocuksu halimle güzelliklerle boğuştum
Hayatın geçici bir zamanın bolluğunda
Yokluklarımı düşünerek
Gün ışırken kalkardık
Hadi uyan diye bağıran yengem
Herkes kalkmış köyün işlerine
Bir türlü alışamadığım belliydi
Uyanamamıştım köyün yaşam zincirine
Sırtıma ağaçların dalları batmış acıyordu apansız
İnleyerek doğruldum ki ben nerede uyumuşum
Gece geldiğim kamyonun kasasında.
Hayır bu dalları biçmişler yatak yapılmış beni de
Yüklük gibi bir sundurma üzerinde uyutmuşlar
Ayağıma dolaşır oldu yine kambur kambur üstüne şanssızlıklar
Köyde hiç yumuşak yatak mı olur
Belki de bir denemeydi bana ne diyecek
Aman canım alışıversin
Burası köy yeri
Demezler mi adama
Yine de güzel olan ilkleri yaşıyordum...
İlgi alaka tavan yaptığı yıllarımda
Bana olan şefkatli bakışlar sözler can alıcı geliyordu
Gün ışırdı özgürce
Hayatın ince penceresinden gizlice
Bahçede kimsecikler yoktu
Taş merdivenleri inerken baya zorlandım
Adımlarım yetişmiyordu bile
Dizlerimin üzerinden indim
Karnım acıkmıştı
Bir fırın vardı toprak fırın küllerine ellerimle ovuşturdum
Sanki negatif elektrikler boşalıyordu
Sıçrayan tüm kötülükleri atıverdim
Ilık bir rüzgar gibiydi
Yüreğim tattığım yalnızlığımdı ilk
Odanın altında bir karanlık oda vardı içerisi kapı Ağzına kadar doluydu armutun küçükleri ile.
Sebebini anlayamadım bir tane aldım ısırmaya çalıştım çok sertti...
Yumuşakları kahverengiydi armutmuş
Sorduğumda sonra anladım
Bu hayvanlara verilirmiş
Kimseye söylemedim ısırdığımı
Kocaman bir kapı vardı gıcırdıyarak zor zar açtım
Kendimi dışarı attım
Yalnızdım özgürce dolaşıyordum
Bir çocuk beni çağırdı komşunun oğlu
Hoş geldin dedi
Beraber konuşuyorduk
Gel dedi bir bahçeye girdik
Koca kapılar ardına kadar açıktı
Tavukların sarayına girdik
İçerde kimseler yoktu boştu
İki yumurta aldık ve hemen çıktık
Kimse bir şey demedi
Kapının dışında kadınlar oturmuş
Nohut ayıklıyorlardı
Bana hoş geldin oğlum dedi birisi
O sımsıcak sesiyle kulağıma hoş gelmişti
İçim ısınıverdi gülümsedim
Ne diyeceğimi bilemedim başka
Suçluyduk
Elimdeki yumurtayı gösterdim yengeme
o da !!! bana
Aha bu senin annenin gardaşı dedi !! Yengem
Yüzüm kızarmıştı
Meğer ev halamınmış
Arkadaşımı tembihlemişler ilgilen diye;
Halaymış benim her gün gel taze taze al yavrum dedi...
Çok sevinmiştik doğru bakkala koşarak gittik...
Onları bakkal amcaya verdik o da bize
Leblebi tozu ve akide şekeri verdi
İşte çocukluğumu yaşıyordum
Para harcamadan bedava !
Hayat ne güzelmiş...
Çocukluğum.
Behçet Bük
Söğüt köyünden bir anım/1
5.0
100% (2)