0
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
468
Okunma
Kurak mevsimlerin yalnız yolcusu
Yine bir düş aleminde buluyor kendini
Çatlamış ellerini okşuyor
Çocuksu bir sevinçle ellerini
Uçuklamış dudakları nemli gözleriyle
Havai mavi fular süslüyor
Dalgalı saçlarını...
Yine dudaklarından dökülüyor
Yalnızlığın hazin türküsü
Sırtını dayamış koca çınara
Vuslatın habercisi oluyor
Mevsimin ilk leylekleri
Yemyeşil bir sahra, masmavi bir deniz
Koskoca bir gökyüzü değil beklediği
Belli ki unutamadığı, unutmak istemediği
Birseyler parçalıyor yüreğini
Boncuk boncuk terliyor
Ufka dalarken gözbebekleri
Hep sol yanında hissediyor kurtulamadığı acıyı
Mazideki gibi bir el yanı başında
Sağ koluna giriyor
Yürüyor yine o patika yolda
Dönüp te bakmıyor bile
Elin sahibinin yüzüne
Yolun sonuda gelmesin istiyor
Biliyor ki yüzüne bakmak icin
Çevirdiğinde başını kayboluyor yanındaki el
Korkuyor yine...
Bozulacak bu saadet bitecek bu rüya
İnat ediyor dönüp te bakmıyor bile
Bakmayacak ta...
Bitsin de istemiyor o patika yol
Velhasıl işte yine geliyor
Yolun en son durağına
Çardak yine dikiliyor karşısına
Bu sefer temkinli
Bu sefer inançlı
Bu sefer kararlı
Otururken çardaktaki kaldırım taşına
Sırtını dönüyor ve başarıyor
Başarıyor bitmeden bu rüya
Açılmadan gözbebekleri
Sağ yanındaki el yine aynı yerinde
Parmakları kenetleniyor parmaklarına
Yüreğinde yine o büyük coşku
Deliler gibi akıyor damarlarında kan
Şakağında hissediyor kalp atışını
Omzuna yaslanıyor yanındaki
Saçları savruluyor yüzüne
Bir kez öpebiliyor alnından
Bir anlık ta bakıyor gözbebeklerine
Kahretsin...
Yine kayboluyor yanıbaşındaki
Büyük bir acıyla haykırıyor gökyüzüne
Neden...
Kan ter içinde uyanıyor
Bu düş’ ünde sonu gelmiyor
Sakinleşince uzanıyor
Kırlarda çimlere uzanır gibi
Bu son olsun duâlarıyla
Sabahı sabah ediyor göz kırpmadan
Saymıyor artık
Cehenneme dönen bu kaçıncı şafak
A.D
5.0
100% (2)