Azgın dalgaların olanca hiddetiyle kıyılara çarptığı,
Fındık bahçelerinin bembeyaz karla kaplı olduğu sert bir kış günüydü,
Çarptı gözlerin gözlerime.
Sıcacık bir gülüştü inadına,
Gizlendi yüreğimin derinliklerine

Bir yandan yüzü hiddetle kırışmış denizden,
Kafesten kurtulmuş aslanlar gibi kükreyerek sahile koşan dalgalar gibi
Öte yandan bembeyaz karların altında, geçen yazın verdiği yorgunlukla gerinen fındık bahçeleri gibiydi yüreğimden gelen ses

Alın teri silmeye alışkın nasırlı eller gibi olmuş yüreğim
Sıyırıp sıyırıp attım yanlızlıklarımı o saniyede...

Evet ya hayal bile edemeyeceğim bu yürek yankısı
Sessiz bir filmin izlenişi gibiydi bende...

Gel coşkun denizlerin beyaz martısı
Dal derinliklerime,

Ve
al yanlızlıklarımı yalnız
yalnız sen ol
Sessiz filmimin kahramanı

Gel yarim ol, gel hayatım ol
Gel gelde yalnız sen ol
Sessiz kalbimin BEYAZ MARTISI