1
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
386
Okunma
Sanki bir düşten alıntı olan yalnızlığın
yeryüzüne günün batımı gibi uzanışında
insanın insana kalabalığı geçmiyordu
kendi buyruğuna göre hareket eden
karakterize edilmiş,gerçek dışı sürülmüşler
bulaşıcı bir su kütlesi gibi
eğimli bir mermerin vücuduna yayılıyordu
her biri damla damla geldiği yer olan
toprağa savruşuyordu
yoksa toprakla mı savaşıyordu
bunun bir son olduğunu düşünmek
unutulmuşlukların en ağırı,en ağrılısı
olarak zihnine kazınıyordu insanın
kaldı ki insan
bir toprak parçası olmasa bile
üzerine bastığı her şeyi çamura bulamasını
kendisine verilmiş bir görev gibi yerine getiriyordu
çamurdan tek farkımız henüz kuru bir
ham malzeme oluşumuz değil de
ne olabilir diye düşündüğümde
geriye sığ bir hayalgücünün
ucu darlığı kalmakta.
İlker ÖZDEMİR
5.0
100% (1)