Yırtıyor her yanı, kurt uluması
Susar mı sanırsın, yaralı bozkurt
Boşa mı yarayı, çok yalaması
Tanrı dağından mı nereli bozkurt

Şansı da, bahtı da, kara mı kara
Uluyarak böyle, atıyor nara
Türk birliği onda, en büyük yara
Ağlıyor gözleri, hareli bozkurt

Ötüken yurtları gözün de tüter
Turan ellerinde bülbüller öter
Kızıl elma onun, gönlünde yatar
Derindir yarası, pâreli bozkurt

Gözleri ufukta, bak radar gibi
O ömrü yurduna, hep adar gibi
Sanki demir dağdan göç eder gibi
Art arda geliyor, sıralı bozkurt

Türklüğe semboldür kurt ise konu
Bellidir kıblesi, hedefi, yönü
Görsem uzaklardan, tanırım onu
Asildir her zaman, yöreli bozkurt

Hep burca bakar o gözün yaşında
Terk etmez yurdunu soğuk kışında
Koşar mı sanırsın, çakal peşinde
Bell’eder kendini, töreli bozkurt

Lüzumsuz kalplerde olan elbet Hâk
Kimse içimize, sokmasın nifak
Ne kadar heybetli, şu duruşa bak
Nazlı Asena’nın, Kralı Bozkurt

Sadık DAĞDEVİREN
Aşık LÜZUMSUZ