//
.
.
.

adı
meçhul
bir aleme
sekerken dünya
gerçeğiz belki toprak gibi, su gibi
suya kıblelenen hülyayız belki de samyeli gibi


sen
şimdi
nasıl anlatılırsın ki...
susarak tek kelime etmeden,
yetmeden, yetinmeden bin kaç satır yazsam mesela
alır mısın, sarar mısın beni koynuna, gömer misin toprağına


suya,
buluta
çalan mavidir,
azuredir göğe kazılan adın
ah be kadın, tenin, tenime ihtimalsiz şehvet
mihrabın ki gözlerime soyunan destursuz, besmelesiz cennet


yer
olsak,
gök olsak kırmızı
yağsak, yağmalasak açlığımızı
sevişerek ağlasak, ağlarken sevişsek mesela
büyümesek, çocuk kalsak hem de kocaman severek birbirimizi


seni
buldum ya,
buldum ya kendimi
mısra, mısra bizi buldum ya
ne fark eder olsak da hem gerçek hem rüya
aşk mıdır bu bilemiyorum ne bileyim bilmekte hiç istemiyorum…

.
.
.
//


ilhanaşıcımayısikibinyirmibir