Kötülük etmeden pişman olmanın en iyi şekli, iyilik etmektir. bretonne
Şaban Aktaş (Homerotik)
Şaban Aktaş (Homerotik)

KIRMIZI TOPRAKLI KENT

Yorum

KIRMIZI TOPRAKLI KENT

( 1 kişi )

0

Yorum

6

Beğeni

5,0

Puan

510

Okunma

KIRMIZI TOPRAKLI KENT



Yıl 1954,
Kırmızı topraklı bu kentte doğmuşum
Değirmenönü tarafında
Taşlık Mahallesi’nde
Portakal bahçelerinin içinde
Balıkçılar’ın bir evini tutup oturmuşuz...

Sonra bir dönüm yer almış
Soğuksu semtinden babam
Oraya bir oda bir salon
İki göz bir gecekondu yapmış
Çatısını evimizin,
Döşemealtı Killik köyünden
Ata dostumuz
Rahmetli Koca Ahmet’in oğlu
Hüseyin Ali Namal;
İki arkadaş birlikte çakmışlar...

Sonra bizi evde bırakıp
Askere gitmiş babam
Yedeksubay olarak,
Turan ağabeyim ve ben
Bir de annem başımızda..

Hayâl meyâl hatırlarım o günleri
Makilikler içinde
Tek tük gecekondu evleri vardı
Kulağımda çan sesleri
Gördüğüm her yerde
Develer keçiler otlardı...

Soğuksu’daki
Çeşmeden alırdık suyu,
Aklımda kaldığı kadarıyla
Sakalı yüzünden eksik olmaz
Mavi boncuk gözlü
Sarışın burma bıyıklı
Göçmen Mustafa amca vardı;
Kocaman bidonları doldurur
Ev ev su satardı at arabasıyla...

Adı üstünde soğuktur
Hâla evimizde akar bu su
Suyu Gürkavak’tan getiren
Rahmetli amcam
Mehmet Nişancı’dır;
Nur içinde yatsın, çalışkan
Kalender, dürüst insandı...

Nerede o zamanlar
Yoktu başka vasıta
Dedem arada bir
Atla gelir giderdi
Yukarıkaraman’dan
Antalya’ya
Aşağı yukarı
Yirmibeş kilometre
Kimi atlı kimi yaya...

Hey gidi günler hey
Rüzgâr gibi geçti zaman
Siyah beyaz hatıralar
Şimdi yaşım Altmış Altı;
Gâhi ölümün eşiğinde
Gâhi doğumun beşiğinde
Sallanıp duruyorum
Gelmişim, geçmişim ile
Ne kadar yazsam da
Yetmez, anlatamam
Benim güzel Antalya’m...

Dünyaya gözlerimi açtığımda
Otuzbeş Bin nüfusu olan
Bu kırmızı topraklı kent,
Şimdi beton denizinde yüzen
Dalgalar içinde bir tekne
Yaşamak ayrı, ölmek ayrı dert...

-II-

Bu gün, 19 Aralık 2020
Benim için de kutsal On Dokuz
Belki gerçek belki bir efsane
Yaşamak belki bir rüyâ
Belki bir masal
Bu gün var isek yarın yokuz...

Geçmişe bak, geleceği gör!

Kalk oğlum Taylan,
Baban neler yazdı bak
Sen doğduğunda
Bir kez alıp da kucağıma
Basamadım seni
Bağrıma doya doya...

Daha iki haftalık
Bebek iken sen
Hapise attılar beni
Tanrım çok sevmiş ki
Kahrını çilesini
Acısını çektirmeden
Aldı seni dünyadan!...

Bir kez gördüm yüzünü
Hastanede,
Bir küvezin içindeydin
İnce uzun, kalem kalem
Parmakların vardı
Belli ki büyüseydin
Güzel bağlama çalardın...

Takılıp kaldı gözüm
Ne kadar yakıcı ince
Dikkatli bir bakıştı o
Yansıyan güneş ışığı
Bir ışık hüzmesi
İncecik bir tel gibi
Sevgi dolu gözlerin
Sızdı gözlerimin içine
O bebek halinle
Bakışların yetişkin
Aklı eren insan gibi
"Babam sen misin ?!"
Der gibi geldin bana!

Yanında lohusa annen,
Evde kalmak zorundaydım
Ben bakıyordum mecburen
Birbuçuk yaşındaki ablana..
(Bilge)

Ve bir gece yarısı aldılar
Ablan ile beni evden
Tıktılar bir kodese,
Ardından hapishane
Gidiş o gidiş
Ve sen uçup gitmişsin
Masum bebek yüzünü
Bir daha göremeden
Elimle bedenini
Toprağına veremeden!

Bu dertler bu acılar
Değil mi işkence zülüm
Demirparmaklıklar
İşsizlik, açlık, yoksulluk
Kimimizi kanser
Kimimizi verem eden!...

Neler gelmedi ki başımıza
Vasiyetimdir şimdiden
Şunlar yazılsın
Toprağında mezar taşımıza:
...............................................

Babacığım, hapisten çıktığında
"Oğlum uçup gitmiş!" de
Seviyorsan, bulursun beni elbet
Tanrı’nın evi burası; cennet!

TAYLAN AKTAŞ
.
Sevgili biricik oğlum Taylan
Sana geldim işte sonunda
Muradımız ebedi hayattan;
Sarılıp yatacağız ilelebet
Can cana, koyun koyuna...

Acz içinde Sana sığınırım;
Tanrım her şeye gücün yeter
Bağışlayan ve esirgeyensin
Kusurumuzu, günâhlarımızı
Suçlarımızı affet!..

ŞABAN AKTAŞ

Şaban AKTAŞ
19.12.2019 - 15.19
Açıklama:
Kimin ne zaman nerede öleceği belli değildir. Elbet herkes bir gün er ya da geç göçüp gidecek bu dünyadan.

Büyük ustanın dediği gibi "Ne ölümden korkmak ayıp, ne de düşünmek ölümü!

Mümkün olursa, öldüğümde, Antalya Uncalı Büyükşehir Mezarlığında yatan
ben hapiste tutuklu iken 52 gün yaşayarak, kelebek gibi uçup giden doyamadığım oğlum Taylan Aktaş ile koyun koyuna uyumak isterim ilelebet....

Paylaş:
6 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (1)

5.0

100% (1)

Kırmızı topraklı kent Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Kırmızı topraklı kent şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KIRMIZI TOPRAKLI KENT şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL