1
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
633
Okunma

SENSİZ YOLLAR
Bana hayat yoktu sensiz burada
Düştüm tozlu duman taşlı yollara
Eremeden senin ile murada
Düştüm gülüm gözüm yaşlı yollara
Asmalarda üzüm dallar korukta
Dağlar duman duman karlı dorukta
Hasretle sırtıma harlar vurup da
Düştüm gönlüm gözüm yaşlı yollara
Mavi Göl’de bir ay düştü geceme
Uçan kuş konmaz ki tüten bacama
Dayanamaz hiç bir yürek acıma
Sevda selim doldu taştı yollara
İçtiğim sularda sellerde misin
Mor dağlardan esen yellerde misin
Ay’la suya düşen güllerde misin
Gözünden gülsuyu taştı yollara
Aktaş başın duman kurtulmaz yastan
Yel esmeden gelmez bir haber dosttan
Dağ yüreğimde aşk dillere destan
Gönül bağlarım gül açtı yollarda
Şaban AKTAŞ
13.11.2020 - 21.49
Görsel: Şaban AKTAŞ
SALDA GÖLÜ - YEŞİLOVA
BURDUR - TR
EMEĞİN ÇİLESİ
Bu sabah sağımdan değil
Solumdan kalktım;
Geçtiğim yollara baktım
Yaşım Altmışaltı
Altı yaşımdan bu yana
Bir yanım iş, bir yanım düş
Geceli gündüzlü
Çift vardiya çalışmaktayım
Az mı elin işini yaptım?!
-II-
Gözü körolası para
Varlığı ayrı bir dert
Yokluğu ayrı yara!
Ne dini var ne imanı
Düşünüp kara kara
Boynu bükük
Ele avuca bakan fukara!
-III-
Varsılın büyüdükçe büyür burnu
Arabası yatı katı
Yoksulun elidekinin
Kaç bin, kaç milyon
Kaç milyar katı;
İthal malı arabası pürosu
Savrulurken dumanı
Arttıkça artar
Yıllık gelir cirosu
Kafdağını aşar burnu
Sapıtır giderek
Göremez olur burnunun ucunu!
Şımarttıkça şımartır para
H/ak yolundan saptırır
Düz yolda
Gitmek varken doğruca
Sağa sola
Dönmelere baktırır(!)
Para kalleş kahpe
İkiyüzlü, orospu!
Acı çekerken biz
Olanda derya deniz!
Denize düşen yılana sarılır
Çırpındıkça faiz batağına karılır!
-IV-
İttiler hepimizi bir denize
Kimi öğrendi çırpınırken yüzmeyi
Kimi yalana sarıldı
Yalan oldu hayatları...
Ağa/beylerin sözüne kandık
Borç içinde tıkandık
Çalkandıkça çalkalanıp
Kan denizinde yıkandık
Kimi sağ kurtulurken
Kimi denizden ölü çıkandık!..
Para kan
Para kancık!
Onlar ağa/ beydi işverendi
Biz çalışan ırgattık
Paralarına para kattık;
Onlar yedikçe
Daha çok ürettik
Şiştikçe şişti
Yiyende höt göbek ense
Fukaranın boynu bükük
Kıldan ince
Bir hengamenin içinde
Boğulur gider
Yoksulların sesi nedense?!
-V-
Onlar daha çok kazandı
Oysa üretenler
Sessiz çığlıklar içinde
Gerçek tarihi yazandı...
Üretim araçları ile
Üretenin ilişkisi
Tükenmedi gitti
Emek sermaye çelişkisi
Hakkını bilene sözüm yok
Bilmeyen ile çözüm yok!
Şaban AKTAŞ
13.11.2020 - 08.36
VAR İLE YOK ARASI
Raflarda yığınla
Dergileri avuçladım
Karıştırdım birkaçını
Niyetim eskiye dair
Bir şiirimi yayınlamaktı
Buldum da nitekim?!
Fakat çevirdikçe
Tozlu sayfalar arasından
Şairler, yazarlar geçti
Salih MerCanoğlu
Yunus Yaşar, Osman Polat
Musa Öz, Mehmet Demirhan
Haldun Çağlayan, Ahmet Ada
Veysel Çolak, Yılmaz Arslan
Ağırlaştım giderek
Taşıyamadım dergileri
Toplayıp, gerisin geri
Aldığım yere bıraktım.
Bir o zamanlara
Bir de zamana baktım;
Sayfalarda eski şiirleri
Sesleri kulağımda
Nerede o eski dostlar
Üç dergide dört adam
Artık şimdi yoklar?!
Sarı bir hüzün sardı içimi
Bilen varsa söylesin
Var mı başka
Ağrısız acısız
Ölümsüz yaşama biçimi?!
Şaban Aktaş
13.08.2017- 18.50
EMEĞİN ÇİLESİ
Bu sabah sağımdan değil
Solumdan kalktım;
Geçtiğim yollara baktım
Yaşım Altmışaltı
Altı yaşımdan bu yana
Bir yanım iş, bir yanım düş
Geceli gündüzlü
Çift vardiya çalışmaktayım
Az mı elin işini yaptım?!
-II-
Gözü körolası para
Varlığı ayrı bir dert
Yokluğu ayrı yara!
Ne dini var ne imanı
Düşünüp kara kara
Boynu bükük
Ele avuca bakan fukara!
-III-
Varsılın büyüdükçe büyür burnu
Arabası yatı katı
Yoksulun elidekinin
Kaç bin, kaç milyon
Kaç milyar katı;
İthal malı arabası pürosu
Savrulurken dumanı
Arttıkça artar
Yıllık gelir cirosu
Kafdağını aşar burnu
Sapıtır giderek
Göremez olur burnunun ucunu!
Şımarttıkça şımartır para
H/ak yolundan saptırır
Düz yolda
Gitmek varken doğruca
Sağa sola
Dönmelere baktırır(!)
Para kalleş kahpe
İkiyüzlü, orospu!
Acı çekerken biz
Olanda derya deniz!
Denize düşen yılana sarılır
Çırpındıkça faiz batağına karılır!
-IV-
İttiler hepimizi bir denize
Kimi öğrendi çırpınırken yüzmeyi
Kimi yalana sarıldı
Yalan oldu hayatları...
Ağa/beylerin sözüne kandık
Borç içinde tıkandık
Çalkandıkça çalkalanıp
Kan denizinde yıkandık
Kimi sağ kurtulurken
Kimi denizden ölü çıkandık!..
Para kan
Para kancık!
Onlar ağa/ beydi işverendi
Biz çalışan ırgattık
Paralarına para kattık;
Onlar yedikçe
Daha çok ürettik
Şiştikçe şişti
Yiyende höt göbek ense
Fukaranın boynu bükük
Kıldan ince
Bir hengamenin içinde
Boğulur gider
Yoksulların sesi nedense?!
-V-
Onlar daha çok kazandı
Oysa üretenler
Sessiz çığlıklar içinde
Gerçek tarihi yazandı...
Üretim araçları ile
Üretenin ilişkisi
Tükenmedi gitti
Emek sermaye çelişkisi
Hakkını bilene sözüm yok
Bilmeyen ile çözüm yok!
Şaban AKTAŞ
13.11.2020 - 08.36
VAR İLE YOK ARASI
Raflarda yığınla
Dergileri avuçladım
Karıştırdım birkaçını
Niyetim eskiye dair
Bir şiirimi yayınlamaktı
Buldum da nitekim?!
Fakat çevirdikçe
Tozlu sayfalar arasından
Şairler, yazarlar geçti
Salih MerCanoğlu
Yunus Yaşar, Osman Polat
Musa Öz, Mehmet Demirhan
Haldun Çağlayan, Ahmet Ada
Veysel Çolak, Yılmaz Arslan
Ağırlaştım giderek
Taşıyamadım dergileri
Toplayıp, gerisin geri
Aldığım yere bıraktım.
Bir o zamanlara
Bir de zamana baktım;
Sayfalarda eski şiirleri
Sesleri kulağımda
Nerede o eski dostlar
Üç dergide dört adam
Artık şimdi yoklar?!
Sarı bir hüzün sardı içimi
Bilen varsa söylesin
Var mı başka
Ağrısız acısız
Ölümsüz yaşama biçimi?!
Şaban Aktaş
13.08.2017- 18.50
EKMEKLER
Devir eski devir değil
O da ekmek bu da ekmek
Deyip geçemezsin,
Boyalı hamur;
İnsanlar da bozuldu
Dürüst değil, hilekâr!
Ne Isparta’sında
Ne Trabzon’unda
Ne de Afyon’unda,
Şehir önemli değil
Besleyici değeri
Ekmeğin ununda!
Beyaz unu, sarı unu
Arpa buğday darı unu
Çavdar, yulaf, patates
Karışık tahıl, greçka
Kepekli kepeksiz
Susamlı susamsız
Yassı, yuvarlak, uzun
Ramazan ayı pidesi;
Çeşit çeşit ekmek var...
Yok artık eski buğdaylar
Anamızın pişirdiği yufka,
Öyle ekmekler var ki
Yararından çok zararı var,
Düşün taşın, oku, araştır
Hele unu GDO’luysa
Boşa gitmesin paralar!..
Şaban AKTAŞ
13.11.2020 - 13.36
5.0
100% (1)