0
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1151
Okunma

İnsanlıktan çıkmışların, insan gibi göründüğü.
İşlerine geldiğinde, her kılığa büründüğü.
Merhamet ve adaletin, yere düşüp süründüğü.
Bu dünyada insan olmak, ne üzücü şeymiş meğer !
Akrabanın akrep olup, ilk önce seni soktuğu
Yaptıkları iyiliği, her yerde başa kaktığı
Tevazunun gözden düşüp, ekşiyip de koktuğu.
Bu dünyada insan olmak, ne üzücü şeymiş meğer !
Dürüstlüğün bu zamanda, enayilik sayıldığı.
İnsanların alkışlanıp, övülmeye bayıldığı.
Her alanda çürümenin, dalga dalga yayıldığı.
Bu dünyada insan olmak, ne üzücü şeymiş meğer !
Güçlülere saygı ile davranılıp, bakıldığı.
Zayıfların çaresizce, kanunlara takıldığı.
Farklı düşünüyor diye, insanların yakıldığı.
Bu dünyada insan olmak, ne üzücü şeymiş meğer !
Yaşlıların acımadan, sokaklara atıldığı.
Çocuk yaştaki kızların, gelin diye satıldığı.
Kimsesizin hor görülüp, resmen suça itildiği.
Bu dünyada insan olmak, ne üzücü şeymiş meğer !
Yer yerine yuvaların, çatlayarak yarıldığı.
Umutların yeşermeden, darbe alıp kırıldığı.
Nice vasıfsız insanın, koltuklara kurulduğu.
Bu dünyada insan olmak, ne üzücü şeymiş meğer !
Sırtını güvenle yalnız, duvarlara dayadığın.
İçten dıştan eşten dosttan, sürekli darbe yediğin.
Şöyle durup baktığında, batsın bu dünya dediğin.
Bu dünyada insan olmak, ne üzücü şeymiş meğer !
(Onuncuköylü)
5.0
100% (1)