1
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
973
Okunma

Türkü türkü koktu yine yokluğun,
Selamın mahşerden gelir gibi,
Gözlerin avuç içlerimde tükenmiş bir ömür misali yapayalnız.
Neydi bu ettiğin bize ?
Neresi bu zulmün başkenti yârim?
Nerden düştü bu ayrılık hevesi göğsüne,
Bir sabahtı "keşke hiç uyanmasaydım"bir sabahtı seni kaybettim o gün...
Ardından bir gülüş bile bırakmadan gidişin.
Ve üzerime bir ömürlük hasret toprağı atışın.
Neyledi bu yürek sana, neyledi söyle ?
Sevdamın diyetini kan doğrayarak ödettin yıllarıma,
Acılar ,sancılar,ahlar ,vahlar serdin yollarıma,
Hapsoldum şimdiler hasretin zindanlarında.
Karıştım kırklara ,yedilere,beşlere uçmağa vardı yakarışlarım dön diye ,
Cem eyler kutlu divanda hasretine adadigim satırlar,
Susuz kaldım,viran oldum da, iftarı olmadı yine bu sensiz hasret oruçlarımın,
Bilal inse de gökten okusa artık visalimize o kutlu ezanı,
Diz çöksek âskin sahibinin huzurunda ve beş vakit seni dilesem o nurlu divandan,
Yetmiyor artık yetmiyor, pınar pınar akan gözyaşlarım yakamozlarina,
Gitmeseydin olmaz mıydı o hal bilmez diyarlara,
Gitmedeseydin;
Birlikte sen olurduk,
Sen kokardık tüm aleme cennet cennet ,
Olmadı bu ettiğin,
Bu ’Cihan’a"sığmadı bu sevda ,
Varsın sonsuza ahtim olsun ...
Duysun tüm erenler çığlığımi ..
Ben sevdamı mahşere savurdum..
Söyleyin beklesin yarim,
Vuslat ölüme çeyrek kala,
Vuslat ölüme çeyrek kala.
5.0
100% (2)