5
Yorum
17
Beğeni
5,0
Puan
813
Okunma

Elimde eski bir roman: adı EYLÜL
Yüz yıl öncesinin sevdaları
Nakış nakış işlenir arlı aşkların
İçimde bazen hüzün, bazen neşe
Seni hatırlatır her satırı
Ayrı düşmüş bir aşkın gözyaşları
Yağmur damlalarına karışır
Dünya yıkılsa umurumda değil
Sen yoksan yanımda...
Yine bir sessizlik hakim sokaklarda
Rüzgâr durgun Okyanus gibi
Neyin habercisi sessiz çığlıklar
Karabulutlar dolaşır yanıbaşımda
Sultan dağlarından yankılanır
Avazı tükenmiş ceylanın
Köyün minaresinde hıçkırıklı selânın
Mezar başında ağlayan ananın
Bedduaları vurur kara Eylül’e...
Şimdi anlaşıldı vurgun yemiş günün
Bir Eylül adım atmış Sonbahar’a
Ama her şey yerli yerinde
Anladım ki bu sessizlik kuşların
Sevda kelebeklerin yokluğu
Nihavent şarkıların hicranı dökülür
Sapsarı kaldı yemyeşil topraklar
Gazel olup gidecek yapraklar
Geçecek bu devran, gelecek baharlar...
Zafer Direniş
...
01 Eylül 2020 Salı.
Karabulut.
Çardak Altı Şiirlerim
5.0
100% (11)