Önce,şöyle bir bakındı..gelip,yakınımda durdu…
Sonra,” Merhaba! .” diyerek,yan sandalyeye oturdu…
(ERDEK’e ilk gelişiymiş..) bilmem hangi in’in kurd’u! ….
Yalınızlıktan dem vurdu…Kestirmeden gidiyordu…

Soru sorarken adeta,kinayesi pek hoş değil..
Soru,benim hayatımdı,hızlı ya da yavaş değil..
Bir kısım davranışlarım,biliyorum ki hoş değil…
Nice şikâyet etsem de,öylesine bomboş değil…

Yaşımı da merak etmiş..Kendisi bir kokoş değil..
Kadının yüz ifadesi okadar da nahoş değil..
AŞK’tan,sevdadan söz etti..Kendi,Aşk’tan sarhoş değil…
AŞK, bir gönül tutkusudur…Karın doyacak aş değil…

SEVDA dediğin daha zor…Kolayından uğraş değil…
AŞK, yıllarca yanar,yakar! ..Sönesi bir ateş değil! ..
Üç gün giyip,buruşturup,atılacak kumaş değil…
Hele ki gönül dediğin…Çöpsepeti,faraş değil…

Aşırı kırılganlığım,duygusallığım hoş değil...
Yüreğimin zehiridir,gözümden akan yaş değil…
(GEÇİMLİ MİYMİŞİM?) ..diyor,cevap,kolay bir iş değil…
Anlayabilirsen,anla! .Barış ya da savaş değil…

“.Umarım dürüstsün ” dedi.Soran,bir arkadaş değil..
Engüzel hasletimse de,kolayından savaş değil..
Ruhlarımızı süsler ya..Üstadından nakkaş değil…
Dürüst olmayanla, gönlüm,hiçbir vakit yoldaş deği l! ..

EVLİLİKTEN sormadın hiç! ..Sorsaydın ya nedir iş’im?
Gerimdeki güzel kadın, tam ellibir yıllık EŞ’im…
Parıldayan Güneş gibi…O,BENİM HAYAT GÜNEŞİM! ..
Gelmek istediğin yoldan,ben çoktaaaan gelip-geçmişim..


AŞK’ı sordun..O, bir iksir,uyuşturan haşhaş değil! ..
Fırlatılıp,uzaklara atılacak bir taş değil! ..
Hadi sorsana DOSTLUĞU! ..Basit bir arkadaş değil…
Gönül,DOST’una yakındır,uzaktaki MARAŞ değil! ..

Muhabbetin devamında yelkenleri suya indi…
Dedi ki:” Kayboldu neş’em..Tüm umutlarım silindi! ..
Yüreğime acımasız bir kara perde çekildi! .
Gereksiz bir tanışmaydı..” diyerek yürüyüp,gitti.