Hayyam’ın tevhit inancına bir eleştiri Güzelleştiren hünerdir edebiyatı, şiiri Yazılan şiiri görür de bilmez ise şairi O dünyadaki tüm sadık ahmakların piri
Bekir Özcan ................................................. 25 Biz aşka tapanlarız, Müslüman değil; () Cılız karıncalarız, Süleyman değil; Biz eskiler giyen benzi soluklarız: Pazarda sırma satan bezirgan değil.
Ömer Hayyam ...........................................................
25
A’ma ve sağır olan, göz, kulak, kaş, takar mı? Hayatta, hayatı olmayan; hiç hayat yapar mı? İster müslüman ol, istersen katmerli mürted Cihazları takan, hesabını soracak bir gün elbet.
Nerdesin? Sana baş kaldırmışım işte; Karanlık içindeyim, ışığın nerde? Cenneti ibadetle kazanacaksam Senin ne cömertliğin kalır bu işte?
Ömer Hayyam .............................
26
Karanlık kafaya gözü takan Cenabı Hak, Monte etmiş güneşi de, semaya bir bak. Tırnağın bile bedeli olamaz, edilen ibadet Allah’ın rahmeti ile girilir cennete ancak.
Cevaplar; Eyüboğlu, S. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları XVIII. Basım, İstanbul 2013 de Yayımlanan “Dörtlükler – Rubailer” kitabına göre yapılmıştır.
Bekir Özcan-Borborunbekir
Paylaş:
4 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Ömer Hayyam’ın asıl adı: Giyaseddin Ebul’l Feth Bin İbrahim El Hayyam’dır. 10 Mayıs 1048’de İran’ın Nişabur kentinde doğan Ömer Hayyam bir çadırcının oğluydu. Çadırcı anlamına gelen soyadını babasının mesleğinden almıştır. Fakat o soyisminin çok ötesinde işlere imza atmıştır. Daha yaşadığı dönemde İbn-i Sina’dan sonra Doğu’nun yetiştirdiği en büyük bilgin olarak kabul ediliyordu. Tıp, fizik, astronomi, cebir, geometri ve yüksek matematik alanlarında önemli çalışmaları olan Ömer Hayyam için zamanın bütün bilgilerini bildiği söylenirdi. O herkesten farklı olarak yaptığı çalışmaların çoğunu kaleme almadı, oysa O ismini çokça duyduğumuz teoremlerin isimsiz kahramanıdır. En büyük eseri Cebir Risbölümünde alesi’dir. On bölümden oluşan bu kitabı dört kübik denklemleri incelemiş ve bu denklemleri sınıflandırmıştır. Matematik tarihinde ilk kez bu sınıflandırmayı yapan kişidir. Ömer Hayyam, Sultan Melikşah tarafından Fars takvimini düzenlemesi için görevlendirilmiştir. Görevi kabul eden Hayyam “Celali Takvimi” olarak isimlendirilen güneş yılına dayalı bir takvim meydana getirmiştir. Bu takvimin hata payı her 5000 yılda 1 gün kadardır. O cebiri, sayısal ve geometrik bilinmeyenleri belirlenmesini amaçlayan bilim olarak tanımlardı. Matematik bilgisi ve yeteneği zamanın çok ötesinde olan Ömer Hayyam denklemlerle ilgili çalışmalar yapmıştır. Nitekim, Hayyam 13 farklı 3.dereceden denklem tanımlamıştır. Denklemleri çoğunlukla geometrik metod kullanarak çözmüştür ve bu çözümler zekice seçilmiş konikler üzerine dayandırılmıştır. Bu kitabında iki koniğin arakesitini kullanarak 3.dereceden her denklem tipi için köklerin bir geometrik çizimi bulunduğunu belirtir ve bu köklerin varlık koşullarını tartışır. Bunun yanısıra Hayyam, binom açılımını da bulmuştur. Binom teorimini ve bu açılımdaki kat sayıları bulan ilk kişi olduğu düşünülmektedir. (Pascal içgeni diye bildiğimiz aslında bir Hayyam üçgenidir). Öğrenimini tamamlayan Ömer Hayyam’a, dönemin hakanı Melikşah devlet hülyasından bahseder ve bu büyük hayalinin gerçekleşmesi için Hayyam’dan yardım ister. Fakat Hayyam devlet işlerine karışmak istemez ve teklifi geri çevirir. 4 Aralık 1131’de doğduğu yer olan Nişabur’da fani dünyaya veda eder.
Hayyam,tasavvufta kendini aşmış,ilimde hala yurt dışında,özellikle matematik alanında,referanslardan en önemlisidir,,, rubailerindeki anlatıları,aslında insan olmanın özü,yoksa ne dinsizdir,nede dine karşı biri,,ve terki diyar etmiş kendisi, zandır bunlar belki,, hürmetle Hocam,,,
N.Asım bey Hayyam hakkında yazmış olduğunuz bilgiler, acizane benimde yapmış olduğum çalışmalarda aynen kayıtlıdır tekrar olmamması için yazmadım. Belki sizinde malümunuzdur uzun olmamamsı için yazmamış olabilirsiniz.
Ömer Hayyam,
Dönemin büyük alimlerinden Zemahşeri ile, zaman zaman önemli tartışmalar yaptığı hata, onun derslerine devam ettiğini, Zemahşeri yi, bilgin olarak çok beğendiği söylenir.
Şiirlerinin tümünü yaşadığı bölgenin dili olan Farsça olarak yazmıştır. Şiir dalında rübaileri ile şöhret bulmuştur. Hayyam bu dörtlüklerinde, özellikle içinde yaşadığı ve zamanın sosyal ve kültürel durumunu, felesefi konularda ise, Din yaratılış, hayat ve ölüm ile kainatta görünen güzellikleri, bilhassa aşk, dünya, yaşam zevki, kadın, şarap, dönemin haksızlıkları, düzenbazlıkları ve saçmalıkları hakkında, kıvrak zekası ve kısa mısralarla övgü, alay ve hicv ederek 150-200 arasında sade yumuşak ve akıcı bir uslup ve dille rubai yazdığı bilinmektedir. Ancak edebiyat dünyasında bine yakın rübai bulunmaktadır. Bu dörtlüklerin hangisi Ömer Hayyam’a ait olduğu kesin olarak bilinmemektdir.
Hayyam bir fiil kendisi ve yaşadığı dönemde, açıktan olmasa bile bir kısım halkın, zevk, sefa, günü gün etme duygusunu gizlide olsa ön plana çıkarıp, bunu yaşam tarzına ekseriyetle getirmeleri sebebiyle şan ve şöhreti yayılmıştır.
Bu zamanda da sefehat duygusunun yanında, mataryalist felsefenin tesiri altında kalan veya bu felsefeyi savunan yayınevlerinin ön yargı ve peşin fikirlerle kasıtlı olarak bağnaz ve idolojik bir yayım yapması sonucu günümüze kadar şöhreti devam edip gelmiştir. Yoksa amiyane tabir ile, Hayyam kim, biz kimiz, Hayyamla aşşık atacak kabilyet ve istidatda olmadığımı biliyorum.
Ancak bu rubailer kime ait olursa olsun bu fikirleri Hayyama atfederek, Allah'a; Peygamberimize, Dinimize ve İslamiyete hücum edenlere karşı, kabiliyetimiz nisbetinde müdaffada bulunmaktır.
Ömer Hayyam'a Atfedilen, İdolojik olarak, dinsizlik namına, Allah'a; Peygamberimize, dinimize savaş açan 64 adet dörtlüklerine bir nebzede olsa cevap niteliğinde çalışmamın tamamı 2014 yılında bekir.ozcan.co blogumda ve diğer edebiyat sitelerinde yayımlanmıştır
N.Asım bey Hayyam hakkında yazmış olduğunuz bilgiler, acizane benimde yapmış olduğum çalışmalarda aynen kayıtlıdır tekrar olmamması için yazmadım. Belki sizinde malümunuzdur uzun olmamamsı için yazmamış olabilirsiniz.
Ömer Hayyam,
Dönemin büyük alimlerinden Zemahşeri ile, zaman zaman önemli tartışmalar yaptığı hata, onun derslerine devam ettiğini, Zemahşeri yi, bilgin olarak çok beğendiği söylenir.
Şiirlerinin tümünü yaşadığı bölgenin dili olan Farsça olarak yazmıştır. Şiir dalında rübaileri ile şöhret bulmuştur. Hayyam bu dörtlüklerinde, özellikle içinde yaşadığı ve zamanın sosyal ve kültürel durumunu, felesefi konularda ise, Din yaratılış, hayat ve ölüm ile kainatta görünen güzellikleri, bilhassa aşk, dünya, yaşam zevki, kadın, şarap, dönemin haksızlıkları, düzenbazlıkları ve saçmalıkları hakkında, kıvrak zekası ve kısa mısralarla övgü, alay ve hicv ederek 150-200 arasında sade yumuşak ve akıcı bir uslup ve dille rubai yazdığı bilinmektedir. Ancak edebiyat dünyasında bine yakın rübai bulunmaktadır. Bu dörtlüklerin hangisi Ömer Hayyam’a ait olduğu kesin olarak bilinmemektdir.
Hayyam bir fiil kendisi ve yaşadığı dönemde, açıktan olmasa bile bir kısım halkın, zevk, sefa, günü gün etme duygusunu gizlide olsa ön plana çıkarıp, bunu yaşam tarzına ekseriyetle getirmeleri sebebiyle şan ve şöhreti yayılmıştır.
Bu zamanda da sefehat duygusunun yanında, mataryalist felsefenin tesiri altında kalan veya bu felsefeyi savunan yayınevlerinin ön yargı ve peşin fikirlerle kasıtlı olarak bağnaz ve idolojik bir yayım yapması sonucu günümüze kadar şöhreti devam edip gelmiştir. Yoksa amiyane tabir ile, Hayyam kim, biz kimiz, Hayyamla aşşık atacak kabilyet ve istidatda olmadığımı biliyorum.
Ancak bu rubailer kime ait olursa olsun bu fikirleri Hayyama atfederek, Allah'a; Peygamberimize, Dinimize ve İslamiyete hücum edenlere karşı, kabiliyetimiz nisbetinde müdaffada bulunmaktır.
Ömer Hayyam'a Atfedilen, İdolojik olarak, dinsizlik namına, Allah'a; Peygamberimize, dinimize savaş açan 64 adet dörtlüklerine bir nebzede olsa cevap niteliğinde çalışmamın tamamı 2014 yılında bekir.ozcan.co blogumda ve diğer edebiyat sitelerinde yayımlanmıştır
Hayyam ölüp gitmişse ardından konuşulmaz Kim bilir ki cennette eyliyor belki siftah Tanrı kime demiş ki yarattım öldürürüm Öldürsün de göreyim kendim gibi bir bedbaht/ Y Kuşağından.
din özünde kötüdür iktidarı zorbadır gel laf tıraşı yapma gel kandırma kendini özgürüm diyen insan Tanrıyı inkar eder boş ver hesap kitabı Tanrı bilmez kendini / Y kuşağı
Hiç bir insan dünyada dinsiz yaşayamaz İnanmamakta bir dindir; dinsiz olamaz Yaratılıştan özgürdür tüm insanlar Hür iradeyi verene hesap sorulmaz /Borborunbekir
Ne farkeder insanın özünden çalmış ise Yaratan yaratmışsa olsun adı da Yanrı Felahı ve huzuru dinsizken bulmuş ise Ölmeden çoktan ölmüş inanmayan der sanrı / Y kuşağından
Çobanı, kurdu koyunu da yaratan Allah Tanrı yerine kim derse Allah; bulur felah Dünyada bitmez maçlar, gençler olur yaşlı Ölmeden önce, akıl başa gelir inşaallah
Ne Hayyam umurumda ne de ona laf eden Çoban istemem başa kurt ve koyun değilim Tanrı Allah'ı yener desem kim macı güden Bıktı gençler bu maçtan dinsizliğe eğilim./ Y Kuşağından
Asırlar sonra Hayyam gibi düşünene sözüm Yoksa kimsenin şiirinde yoktur hiç gözüm Allah'ı; yok sayıp şirk koşup tenkit edene Borborunbekir olarak dayanamaz özüm
din özünde kötüdür iktidarı zorbadır gel laf tıraşı yapma gel kandırma kendini özgürüm diyen insan Tanrıyı inkar eder boş ver hesap kitabı Tanrı bilmez kendini / Y kuşağı
Hiç bir insan dünyada dinsiz yaşayamaz İnanmamakta bir dindir; dinsiz olamaz Yaratılıştan özgürdür tüm insanlar Hür iradeyi verene hesap sorulmaz /Borborunbekir
Ne farkeder insanın özünden çalmış ise Yaratan yaratmışsa olsun adı da Yanrı Felahı ve huzuru dinsizken bulmuş ise Ölmeden çoktan ölmüş inanmayan der sanrı / Y kuşağından
Çobanı, kurdu koyunu da yaratan Allah Tanrı yerine kim derse Allah; bulur felah Dünyada bitmez maçlar, gençler olur yaşlı Ölmeden önce, akıl başa gelir inşaallah
Ne Hayyam umurumda ne de ona laf eden Çoban istemem başa kurt ve koyun değilim Tanrı Allah'ı yener desem kim macı güden Bıktı gençler bu maçtan dinsizliğe eğilim./ Y Kuşağından
Asırlar sonra Hayyam gibi düşünene sözüm Yoksa kimsenin şiirinde yoktur hiç gözüm Allah'ı; yok sayıp şirk koşup tenkit edene Borborunbekir olarak dayanamaz özüm
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.