EfsunYok derdime çare bulan elden düşmüş saz telleri yıldızın sönüşünde çığlık sensizliğe yoktur bir çare darmadağın sazımdan mehtap akseden perde bir tutam arda kalan gecesinden melodilerin esiri durgun zaman dert turkuaz nakışı mavi denizin dertli gönlüme merhem olan yok ebediyet gizli buğulu gözlerinde güller mabedime sarmaş dolaş bu aşk eski bir yara, ağır bir yük derdim hazin, son bir muhteşemlik füsun serpilmiş buz kesilene dek ne zaman efsunlu halim dinecek ruhumu esir tutan sevda kaç asır kızıla çalan ıssızlık yamaca uzanır vakit ölüm sararmış ufuk gün batarken kor toprak kızıl renkle yanan üstünde mezar köşeleri taştan ahşap çerçevedeki mor bağlar kadeh üstüne kadeh günahlar akan dere kabristan arasından… |