dostum ne eklersen ekle.
baş üstü gönül içre
bir kelamının doğurduklarını büyüt.
ve dinle seherin yamacında benim gibi..
duyuyor musun
öten hangi kuştur, adı nedir, hangi ağacın dalında.
bana ilham geliyor başının dumanından
gözlerimi kapıyorum aynı
gözlerimi açıyorum aynı
ciğerlerim zift gibi görüyorum
dalıyorum kendi ağzımdan kendi karanlığıma
cehennem gibi yanan zihnime çürüyorum
bir kuş yine başka bir kuş
ötüşleri karışıyor birbirine
kuş dilini öğrenemeyen kulaklarımı koyuyorum
örs ve çekiç arasına
içimdeki yedi kandil dokuza çıkıyor
ben yürüyorum kıvılcımlara
gözlerim beni göremiyor
acıyorum her bir saç telimce kendime
gayrı aranır mı güzel çirkin
gayrısında yandığımın zalimi
adabımı zindandan zindana gezdiriyor
duydun mu bu kuş da başka bir kuş
yine değişti ötüşleri
bir sivrisinek kadar yalnız Tanrımın
bataklığındaki kamışlarda neyleniyorum
görürken uyuyorum bakarken uyuyorum konuşurken uyuyorum
sanki dokuzuncusuyum uyurların
evet evet işte vitrivius adamı gibi
kendimi ölçüyorum..
kendim yuvarlanıyorum kendi içine tekerlek gibi
lakin işte ulaşamıyorum o sevdaya o hıza
hala görünüyorum görüyorum kendimi
yok olamıyorum hiç olamıyorum.
ulu şamanın yazdığı haritada bilinmezlikler var
kaybolamıyorum

ezan vakti,,:)gitmeliyim,,dua edeceğim gidenler var,eski dostlar,gerçi cennet mekandırlar,,belki bana,faydası olur,,:)
hayırlı geceler olsun,,

ne desem,üstüne çıkmayacak,bir şeyler ekleyeyim,,dosta,hasbihal edelim,,belki,üstümüzden, bir kuş geçer,yine,güzel adamlar gelir,,
ne dersin,,:)

essalatü hayrün minen nevm..
ilhamın olsun..
bir şaman gönder bana da
şu zamanı kırsın beni geri göndersin.
taşa sor dağa sor kasaturaya sor
kara taşın üstündeki kara karıncaya sor
saçları gözleri elleri deyişleri kirpikleri endamı
aşığı heder eden ne cennette huzur bulur ne cehennem de yanar
ne tanrısına ne rızasına ne de varlığına kavuşurmuş de
dünyası boşluk yüreği loşluk olsun
başı sönmeyen ateş gibi yansın diyor de

soğuk pınarlar başında çay demle
kekik kokusuna sor kekliğe sor tavşana sor akrebe de yılana da sor
15 dakikaya düşen nöbetlerde buz gibi havaya gün gibi düşene sor
çoban ateşinde alaza
yıldız ışığında gölgeye
ayın yansıdığı göle denize sor
rüzgarları nefeslendir
nefesini ver uğur böceğine çekirgeye tırtıla
hu delüler de, erenlere sor.

sora sora kaybettiklerimizi sora sora bulamayanların haline sor.

***
daha da ilham olmazsa ilhama sor:))

teşekkür ederim sözü hak, gözü pek, özü gök olana..

yorgunluğu,bana sor,,:)kırgınlığı,,omuzumda iki yara,onun sızısını,,
az daha,zorlarsan,şiir yazar,eklerim,bilesin ekremim,,:)

iç alemde dış alemde
gördüğümüz sezdiğimiz
hemi her hemi hiç bir şey
ustamızdır us'ta;mız'dır.:)

yorgun yorulur mu. dostum..

usta değilim,kalfada,çırak belki, hatta o bile, değil,
,,:)ama, sen güzel adamsın,,:)

arasa da ulaşamaz:))
teşekkür ederim usta'm.