Seni anlatıyorken kelimeler yetersiz.
Huzur sende Tavşanlım sen yoksan herşey yersiz.

Cemaline bakarken yüreğini hep sersen.
Duyulmamış sevdamı anlatayım istersen.

O geçmişin izleri ecdada gark ediyor.
Moymulda balıkların nice sırlar var diyor.

Gönüllerde taht kurmuş eski bir obası var.
Bir yanda Şaban Dede, Mülayim Babası var.

Mevlevi dergahının Esif Dede Şahıdır.
Dervişlerin Cananı yüreklerin ahıdır.

Kapanaltı bakışın çınarlar ki özündür.
Duydum Kurşunlu camin iman gibi sözündür.

Eski çarşı içinde dükkanların yan yana.
Öyle güzel halkın var yoğrulmuşlar can cana.

Sarrafların her biri aşka değer biçiyor.
Büyük meydan içinden nazlı yârim geçiyor.

Ulu cami şahittir hoş sedası hep canlı.
Pazarında huzur var biliyorum Tavşanlı.

Heybetiyle duruyor asilden o konaklar.
İçinde binbir sızı nice ağıtlar saklar.

Sokaklarda taşların sırt sırta tane tane.
Camlar karşı karşıya açılır hane hane.

Şifa olur bizlere Göbelde kaplıcalar.
Kimin derdi var ise içinden tutup çalar.

Yüreklerde adın var öyle şirin beldesin.
Türkülerin bir başka mızrap vuran teldesin.

Kınalarda maniler düğünlerde toyu var.
Yörük kızlar salınır ceylan gibi boyu var.

Üç etekle şalvarı giyer taze gelinler.
Dillerinde Hak aşkı sanki gökyüzü inler.

Güvecinin tadı var leblebisi şaheser.
Kilimleri rengarenk her ilmeği bir eser.

Tepecikte dombeyi kaymağında balı var.
Dağlarında çamları çiçeklerde alı var.

Tunçbilekte kömürü bereketin adıdır.
Kızılcık ve alıçlar damakların tadıdır.

Kumbayırdır tepesi Kocasu akan çayı.
Sakızlıkta dolanır kızıl yeleli tayı.

Seni ki Ekmekçi Dede sen ki Ulu Arslanbey.
Sizin ile çıkıyor göklere avazlar Hey!

Duy Tavşanlım duy beni sende bulurum seni.
Yaylacıkta huzur var alıyor benden beni.

Sensiz yaşamak bana vallahi de zulümdür.
Görmezsem suretini o gün bana ölümdür.

Aşık Serdar Atabay öyle candan seviyor.
Adını hep zikredip canım TAVŞANLIM diyor.